| 
			  | 
          
			 
			 "Sinematografik 
			enstrümanların, romanın dramaturjisini zedelememesi için titizlik 
			gösteriyoruz. Ama iş dizi uyarlaması olduğu zaman her hafta 90 
			dakika bölüm çıkarmak zorundayız. Ve ister istemez yeni yan Evlerden 
			hikâyeler ve karakterler eklemek durumunda kalıyoruz. İşte bu 
			noktada Orhan Kemal'in hayal dünyasını iyi anlamak gerekiyor.  
			Yani kısaca roman bir okunuşta başlayıp biten bir film. Ama biz 
			dizide romandaki malzemeleri kullanarak her hafta yeni bir film daha 
			oluşturuyoruz. En temel zorluğumuz bu.  
			Değiştirmekten ziyade, güncellemeler ve yenilemejer oluyor. Orhan 
			Kemal'in oğlu Işık Öğütçü'yle bütün bunlar konuşuluyor." 
			 
  
			  
			 
			Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü'nün 'Uyarlamalar romanı yansıtmıyor' 
			eleştirilerine yanıtı: Önemli olan unutulmaması  
			 
			ÜMRAN SÖLEZ TAN  
			 
			Orhan Kemal'in eserlerinden uyarlanan televizyon dizileri beyazcamı 
			hareketlendirdi. Yazarın bazı hayranları ise, esere tam anlamıyla 
			sadık kalınmadığından hareketle düş kırıklığı yaşıyor. Usta 
			edebiyatçının oğlu Işık Öğütçü'yü Cihangir'deki Orhan Kemal 
			Müzesi'nde yakalıyoruz. Niyetimiz onun bu konudaki görüşlerini 
			almak...  
			 
			- Babanızın eserlerinin bir TV dizisi olarak çekilmesi 
			istemlerinin sizi onurlandırdığı kadar endişelendirdiği de olur mu?
			 
			Orhan Kemal'in eserlerinin bir sinema filmi veya dizi olarak 
			uyarlanmasında onun dünya görüşüne zarar vermemesi, aykırı öğeler 
			taşımaması esastır. Onun toplumcu ve gerçekçiliğinden kopulmaması 
			gerekir. Yapımcılardan bunun göz ardı edilmemesini isterim.  
			 
			- Bu olmazlarınıza uyulduğunu düşünüyor musunuz?  
			Buna uyulmadığına tanık olduğumuz zaman bu yapımların uyarlama 
			olmadığı, esinlenme olduğu söyleniyor; o zaman yapılacak bir şey 
			kalmıyor. Yapım aşamasında bana danışılsın istiyorum, ama bu pek 
			olamıyor. Her hafta yeni bir dizinin çekilmesi hazırlıkları buna el 
			vermiyor. Bu dizi ve filmleri çekici kılacak olan cinsellik, seks, 
			ölüm, şiddet, gözyaşı gibi teknik öğeleri barındırması yönündeki 
			kaygılar doğal olarak onları böyle bir yola sevk ediyor.  
			Bizim için önemli olan babamın isminin unutulmaması ve olabildiğince 
			ilgi uyandırmasıdır. Dizileri izleyen ve Orhan Kemal'i bilmeyen 
			insanlar onu merak edip kitaplarını okumaya başlıyor. Okullardan 
			öğretmenler çocukları müzeye getiriyor. Bu onun yeni sağlam okurlar 
			edinmesine neden oluyor. Konularının evrensel olması, zor yaşam 
			koşullarında yaşayan insanların mücadelesi, direnişi, hayalleri ve 
			sevgileri bir esinlenme içersinde sunulmuş olsa da ilgi uyandırıyor. 
			Biz bunu çok önemsiyoruz. O, her zaman şunu söylemiştir: "Gerçek 
			olan öğrenmektir. Nereden öğrenirsen öğren." Dizilerde esere 
			benzemeyen unsurlara yer verilmiş olsa da söylediklerinin yeni 
			kuşaklar tarafından fark edilecek olma olasılığı onun eserlerindeki 
			gerçekçi-toplumcu yönüyle yüksek. Biz bu yönüyle Orhan Kemal'e 
			güveniyoruz.  
			 
			Okurlar rahat olsun  
			Esinlenme yönü ağır basan bu dizileri onu tanıtmak için bir vesile 
			sayıyorum. Çekilen son iki diziyi "Kötü Yol" ve "Evlerden Birini" 
			ben önerdim. Ne yaparsanız yapın, dedim. Ama Orhan Kemal okurları 
			bilsinler ve rahat olsunlar ki Orhan Kemal'in klasikleri için aynı 
			hoşgörüyü göstermem. Senaryoları ince eleyip çok sık dokuyacağım. 
			Onlarda bir mana kaybına izin veremem. Şimdi aklıma gelenler: 
			"Bereketli Topraklar Üzerinde", "Eskici ve Oğulları", "Murtaza", 
			"Avare Yıllar", "Cemile".  
			 
 
  |