| 
			  | 
          
			 
			 
			 
			 
			Babanızla ilgili en mutlu anınız hangisi?  
			Babam, çalışma odasındaki yatağının üstüne bir gofret koyar, “Oğlum 
			koş gel, bunu kuş getirdi sana” derdi. Ben de odaya yıldırım hızıyla 
			girer, o gofreti çok büyük keyifle neredeyse nefes almadan yerdim. 
			Aklımda kalan en canlı anı budur.  
			 
			13 yaşındaydınız değil mi kendisini kaybettiğinizde?  
			Evet, bir anda yok oluyor bir insan, tarifi zor bir boşluk... 
			Hayatın gerçeği beni o yaşta buldu.  
			 
			Babanızı, vefatından sonra eserlerini toplayıp, onun için bir 
			müze açarken daha çok tanıdınız desek abartmış olur muyuz?  
			Olmazsınız, aksine yerinde bir tespit bu. Evet, Orhan Kemal babam, 
			kitaplarını okumuşum, kim olduğunu biliyorum. Fakat benim için asıl 
			dönüm noktası 2000 yılında açtığımız Orhan Kemal Müzesi’dir. Ben o 
			müze için çalışırken babamı keşfetmeye başladım. Onu daha iyi 
			tanıdıkça, onu tanımayanların bakışını değiştirmeye çalışıyor, 
			“Bakın bu da var, şöyle bir çalışması da var” diyorum. Bunlar 
			dizilerde kendini gösteriyor zaten.  
			 
			O zaman eserlerinin diziye, filme uyarlanmasına karşı değilsiniz.
			 
			Hayır, değilim. 21. yüzyıl, görsellik ve iletişimin yoğun 
			kullanıldığı bir dönem. Kitapları siz nereye kadar saklayabilirsiniz 
			ki? Bu diziler, filmler yapılacak... Ama onun dünya görüşünü, 
			insanlarını yanlış yansıtmayacak şekilde gösterilmesidir doğru olan. 
			Çok büyük bir sektör bu ve bu tür sağlam edebi metinlere ihtiyaç 
			duyuluyor. Bugün senaristler bir takım etkilenmelerle değişik 
			konular yazabiliyor ama bir yerde takılabiliyorlar. Akıllı olanlar 
			zaten böyle edebi metinlerin hepsini değerlendiriyor.  
			 
			Orhan Kemal eserlerinin film ve dizi sektöründe tercih 
			edilmesinin nedenini neye bağlıyorsunuz?  
			Orhan Kemal eserleri görseldir. Her kitabı aslında bir film, bir 
			dizidir. Siz kitabı okuduğunuzda onun dışında kalmaz, her 
			kahramanın, mekânın içinde olursunuz. Bu kadar canlı yazabilen 
			sanatçı azdır. Tabii yapımcıların bir diğer tercihi de diyalogların 
			bol olmasıdır. Üstadımız pek çok olayı uzun uzun cümlelerle 
			yazmamış, yarım sayfalık diyalogla insanı karakterize etmiş, ruh 
			halini vermiş. Yeter ki bunu görebilin. Metinleri çok büyük bir 
			dünya taşıyor. Yapımcılar da buna önem verdikleri için tercih 
			ediliyor. 50 kitabının hepsi dizi olabilecek şekilde hazırdır.  
			 
			Dizi veya film olması eserin değerinden götürüyor mu sizce? 
			Özellikle dizide hikâye uzadıkça uzuyor...  
			Olayı daha geniş bir zaman diliminde anlatıyorsunuz. Bunu da 
			hayatın akışı olarak görmek lazım. Yani bir olay var, bir de yan 
			unsurlar… Senaristler, olayı yan unsurlarla bütünlüyor. Orjinal eser 
			bu kurgularla genişliyor olmasına rağmen, ana tema değişmiyor. 
			 
			Şimdiye kadar en sevdiğiniz uyarlama hangisiydi?  
			Zor bir soru bu. Ben aslında olaya başka açıdan bakıyorum...  
			 
			Hangi açıdan?  
			Ben kitabı tercih eden adamım. Kitaptan kendime bir dünya kurup, 
			onu düşünmeyi, geliştirmeyi, hayal etmeyi, beynimin bütün 
			hücrelerine kadar onu zorlamayı tercih ediyorum. Ama tabii kitaba 
			herkes ulaşamıyor, Türkiye ’nin en ücra yerindeki bir aile oturup 
			diziyi izliyor, Orhan Kemal hakkında bir fikir sahibi oluyor. Yani 
			Orhan Kemal toplumsal hafızada canlanıyor. Orhan Kemal milyonlarca 
			sessizin sesidir. Çünkü söylenemeyenleri ilk kez o söylemiş ve 
			yazmıştır.  
			 
			Orhan Kemal Müzesi’ne giriş ücretsiz. Çark nasıl dönüyor?  
			Benim ailemin küçük bir firması var, oradan karşılıyoruz. 
			Minimum masraf yapmaya çalışıyoruz bir yandan da. Bir kere Orhan 
			Kemal halk yazarıdır. Bu müzede halkımızındır. Biz halktan para 
			kabul edersek çok utanırım. Buraya gelen herkes Orhan Kemal ’e 
			misafirliğe geliyor gibi gelsin isterim. Şayet katkı vermek 
			istiyorlarsa, yan tarafta bulunan OK Kitabevi'nden üstadın 
			kitaplarını alabilirler mesela…  
			 
			Yani dizilerin maddi getirisi yok mu size?  
			Telifler var ama takdir edersiniz ki biz 5 kişiyiz. Ailenin 
			diğer fertlerine bölünüyor o telif, ben de bana düşen payla buranın 
			ihtiyaçlarını karşılıyorum. Kardeşlerimin de yaşaması, ayakta 
			durması lazım. Onun için onların paylarından almam söz konusu 
			olamaz. 
			 
			‘Kötü Yol’ ve ‘Evlerden Biri’ şu an dizi olarak yayımlanıyor. 
			İzliyor musunuz?  
			Takip ediyorum. Şöyle de diyebiliriz aslında: 2014 yılına ( 
			Orhan Kemal ’in 100’üncü doğum yıldönümü) gelirken bir Orhan Kemal 
			şöleni yaşıyoruz biz.  
			 
			2014 için özel bir planınız var sanırım...  
			Evet, yapılmasını rica ettiğimiz 18 maddelik bir listeyi Kültür 
			Bakanlığı’na verdim. Ama bunların içinde en çok istediğim Adana ’da 
			yeni kurulan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne Orhan Kemal adının 
			verilmesi…  
			 
			Orhan Kemal uyarlamaları  
			FİLM  
			Bereketli Topraklar Üzerinde, Suçlu, Devlet Kuşu, Vukuat Var, El 
			Kızı, Eskici ve Oğulları, Kaçak, Tersine Dünya  
			 
			DİZİ  
			Yalancı Dünya, Gurbet Kuşları, Hanımın Çiftliği, Evlerden Biri, 
			Kötü Yol  
			 
   |