| 
			  
			 
			İlk kez 1954 yılında geniş bir öykü biçiminde yayımlanmış olan 72. 
			Koğuş, sonraki yıllarda oyunlaştırıldı, 1987 yılında da rahmetli 
			Erdoğan Tokatlı tarafından bir filme dönüştürüldü. Yakın zamanda 
			Sadri Alışık Tiyatrosu'nda sahnelenen bu oyun, şimdi ikinci kez bir 
			film olarak karşımıza geliyor. Orhan Kemal'in genelde küçük insanın 
			dünyasına eğilen romancılığı, bu kez küçük insanın hapisteki 
			konumuna değinmiş. Bu hepsi de feleğin sillesini yemiş, talihsiz 
			kahramanlar grubu içinde babasının katillerini öldürmüş, vakur 
			Kaptan, her türlü suça bulaşmış Berbat, kötülüğün insana dönüşmüş 
			hali olan Katil, tecavüze kalkışan kayınpederini öldürmüş Fatma, 
			karnındaki yavruya rağmen ölümü seçmeyi yeğleyen Meryem gibi 
			karakterler yer alıyor. Kemal bu insanlara büyük bir şefkatle, 
			anlayışla yaklaşıyor: Hep olduğu gibi. Ve tiyatro sahnesi, şimdi de 
			sinema, tutukluluk üzerine yazılmış ve yazarın kişisel 
			gözlemlerinden kaynaklanan metni hakkını vererek görselleştiriyor. 
			Filmde kimi teknik yetersizlikler yok değil. Hapishane mekanı dar 
			odalara ve küçük bir avluya, dış mekanlar bir duvar önü, bir sokak 
			parçası, bir randevu evi gibi yine sınırlı yerlere indirgenmiş. Bu 
			yüzden film, bir büyük prodüksiyondan çok bir TV filmi gibi duruyor. 
			Ama ne gam!... Anlatılan şeyler öylesine temel ki... Bu tam bir 
			insanlık durumu saptaması. Bir dilim ekmek veya bir tavuk kemiği 
			için birbirine girenler; yoksul savaş yıllarında dört duvarın 
			getirdiği artı sefaletle boğuşanlar; azgın, küstah ve ölümcül erkek 
			cinselliği; bastırılmış, ama patlamaya hazır kadın cinselliği... Ve 
			hepsinin üzerinde, bu kıstırılmış dünyada bile -belki o dünyada daha 
			çok- o ezeli ve ebedi hiyerarşi kurma, egemen olma, daha güçsüz, 
			zayıf ve yoksul olanı sömürme mekanizmaları. Hem de en incelikli 
			biçimde, en acımasız ve amansız bir yaklaşımla... Film, insan 
			insanın kurdudur deyişini en parlak biçimde yansıtıyor. Romanın tüm 
			evrensel hapishane edebiyatı içinde onurlu bir yer tutmasına neden 
			olan hümanist gücü, filmde de kendisini hissettiriyor. Karın üstünde 
			çırılçıplak soyulup hortumla yıkanan mahkumları, doğum sahnesini, 
			intihar girişimini kolay unutamayacaksınız. Ve de parmaklıklar 
			ardından bir anda gözüken Fatma'nın yıpranmış, hüzünlü, ama hâlâ 
			güzel yüzüne tutulan Kaptan'ın tutkusu yüreğinize işleyecek. 
			Sinemaya iyi bir dönüş yapan Hülya Avşar, belki en iyi rolüne 
			kavuşuyor. Yavuz Bingöl'den Kerem Alışık'a, Cihan Canova'dan Volga 
			Sorgu'ya, Nursel Köse'den Songül Öden'e diğerleri de çok iyi. 
			Görülmesi gereken bir Türk filmi. 
			 
			72. KOĞUŞ *** 
			Yönetmen: Murat Saraçoğlu  
			Senaryo: Ayfer Tunç  
			Görüntü: Demian Barba Müzik: Yavuz Bingöl, Fırat Yükselir  
			Oyuncular: Yavuz Bingöl, Hülya Avşar, Kerem Alışık, Songül Öden, 
			Civan Canova, Nursel Köse, Ayça Damgacı, Volga Sorgu, Bülent Şakrak, 
			Devrim Saltoğlu, Ömer Duran. Sasin Film
  |