| 
			  
			 Adana 
			Sinema Müzesi geçtiğimiz hafta açıldı. Çukurova sanatçılarının 
			balmumu heykelleri, kostümleri, afiş ve fotoğrafları müzede 
			sergileniyor. Yönetmen Ali Özgentürk'ün karakalem çalışmaları, 
			Yılmaz Güney'in kostümleri, mektupları dikkat çekiyor. Müzenin sanat 
			yönetmeni Haluk Uygur, "Müzeyi akademi haline getireceğiz." diyor. 
  
			Adana Sinema Müzesi, akademi olacak! 
			Tarihi Tepedag Mahallesi'nde 140 yıllık bir konak... Yeni restore 
			edilmiş, girişine ışıltılı kocaman bir tabela asılmış: "Adana Sinema 
			Müzesi." Sıralı konaklara göz gezdiren bir sinemasever merakla içeri 
			giriyor. Ahşap binaya hükmeden vernik kokusunu içine çekiyor, 
			duvarlardaki fotoğraflara bakıyor. Girişte onlarca fotograf-afiş... 
			Müslüm Gürses, Ümit Besen, Şener Şen, Ali Özgentürk, Kadir İnanır... 
			Şerif Gören'in unutulmaz filmi Yol, Özgentürk klasiği At'ın afişi... 
			Birinci kata çıkan adamın gözüne duvara gömülü vitrindeki sararmış 
			sinema ve kitaplan çarpıyor, Yılmaz Güney'in mektuplarının 
			kopyaları... Aşkla başlayan, hüzünle biten cezaevinden yazılan 
			mektuplar. 
			İki adım attıktan sonra Yılmaz Güney odasının kapısına varıyor. 
			Çirkin Kral odanın köşesinde. Umut filmindeki kostümü üzerinde. 
			Yamalı bir şalvar, çizgili bir gömlek, siyah bir yelekle bekliyor. 
			Belki Milli Piyango'dan zengin olmayı, ölen atının çıkıp gelmesini 
			belki. Adam içeri giriyor. Sürü, Ağıt, Umut afişleriyle süslü 
			duvarların önündeki vitrinlere göz gezdiriyor. 1971 yılında aldığı 
			Altın Koza ödülünü, Yol filminde kullanılan çay takımını, Seyithan 
			filmindeki bereyi, Güney ve Başak filminin sinema işletmelerine 
			gönderdiği yazısı silinmiş fragmanları fotograflıyor. Paris'teki 
			mezarından getirilmiş toprak ve materyalleri görünce şaşırıyor, 
			"Koyacak başka bir şey olamaz mıydı?" diyor, kendi kendine.  
			İkinci kata çıkarken merdiven altındaki bölüme göz gezdiriyor. 
			1960'lı yıllarda Adana'nın en lüks sinemasının maketinin yanında 
			Güney nöbet tutuyor. Bu kez üzerinde gri bir takım elbise, lacivert 
			bir atkı, kahverengi bir ayakkabı var. Öyle bir duruşu var ki, 
			dolaptaki projeksiyon ve sinema makinelerine korkudan kimse 
			yaklaşamıyor! Yukarı çıkıyor, sol tarafta Yılmaz Duru'nun baştan 
			aşağı siyah takım elbisesiyle karşılaşıyor. Arkasına aldığı 
			camekânın içinde de Duru'ya ait eşyalar: Çizgili bir ceket, siyah 
			kordonlu bir kol saati, çiçekli bir kravat, 40. Altın Portakal Film 
			Festivali plaketi... Yeni kurulmuş tek bilgisayarlı sinema izleme 
			köşesinde bir genç açmış Yeşilçam nostaljisi yapıyor. Köşede bir 
			sehpaya ayağı takılıyor. 'Yeni çekilen Hanımın Çiftliği dizisindeki 
			sehpanın burada ne işi var?' 
			 
			Özgentürk'ün kahramanlari burada! 
			Yeni bir odaya giriyor. Geniş mi geniş bir oda. Diğerleri gibi her 
			yer fotoğraflar ve afişlerle döşeli. Abidin Dino ile Orhan Kemal bir 
			masanın etrafına oturmuş. Sol tarafta renkli bir fotoğraf dikkat 
			çekici. Yönetmen Ali Özgentürk'ün senaryo yazım sürecinde çizdiği 
			karakterlerin kopyaları, gülen dört beş adam ve mavi gözyaşları 
			döken bir kadın portresi duvara asılmış. Ustanın Balalayka, Mektup, 
			Hazal filmlerinin senaryoları, Eşkiya'ın biletleri parlak bir camın 
			altında sergileniyor. 
			Duvarda parlayan Abidin Dino portresinin altında ise şu yazıyor: 
			"Dino 1986 yılında Adana'dan sürülürken Süleyman Özgentürk'e bir 
			resim hediye eder. Özgentürk'ün çocukları tabloyu müzeye 
			bağışlamış." İki metre ileride Muzaffer İzgü'nün koleksiyonu 
			'buradayım' diyor. İzgü'nün kim bilir kaç eserin kelimelerini bir 
			araya getiren daktilosu, mürekkebi kurumamış İmzalı kitabı, gözlüğü, 
			kimliği... 
			 
			  
			Adana'dan yıldız çıkmıyor! 
			Müzenin fikir babası ve sanat yönetmeni Haluk Uygur, köşkün 
			yanındaki binanın da restore edilip müzeye dâhil edileceğini 
			söylüyor. Ellerinde 2 bin afiş, binlerce fotoğraf var ama bunların 
			ancak beşte biri sergilenebiliyor.  
			Zamanla onlar da gün yüzüne çıkacak, yeni belgeler duvarlara 
			asılacak, Yılmaz Güney ve Duru'nun görülmeyen kostümleri sandıktan 
			çıkarılacak. 
			Uygur'a göre Adana sinemasının uzun süredir yıldız oyuncusu yok, son 
			dönemdeki atılımlar bu sorunu çözebilir. "Bizden Yaşar Kemal'ler, 
			Abidin Dino'lar çıktı ama bir kuşaktan sonrası yok. 50 yaşından 
			küçükler pek başarılı değil. Demek ki bir yerde bir kopukluk oldu. 
			Eskilerle övüneceğiz ama yenilerin çıkmasını da sağlamak lazım. 
			Edebiyat müzesi, fotoğraf müzesi bu yolu açacaktır. Bu misyonla 
			müzeyi akademi haline getirmek istiyoruz." diyor. 
			 
			Temel hedefi iyi sinema müzesi yetiştirmek olan müzede ilerleyen 
			günlerde film günleri düzenlenecek, söyleşiler, atölyeler yapılacak.  |