| 
			 
			 
			“Balyoz” davası sanığı, 1. Ordu eski komutanı emekli orgeneral Çetin 
			Doğan, kendisini Bodrum havaalanında yakalayan polis için “Bekçi 
			Murtaza” benzetmesi yapmış... 
			“Bekçi Murtaza”nın kim olduğunu anlatmadan önce, Çetin Doğan 
			Paşa’nın Bodrum macerasını tekrarlayalım. 
			
			* * * 
			
			Önce tutuklama, sonra tahliye, tekrar tutuklama kararı verilen Çetin 
			Paşa, kararı duyar duymaz, İstanbul’a telefon ediyor, avukatını 
			buluyor; avukatına “geliyorum” haberini veriyor, sonra Bodrum’dan 
			İstanbul’a uçmak için uçak bileti alıyor. Uçağa binmek için 
			beklerken, polis kendisini yakalıyor; o da durumu anlatıyor, polis 
			dinlemiyor, bir kere yakalamış, bırakır mı? 
			
			* * * 
			
			İşte “Bekçi Murtaza” burada devreye giriyor... 
			“Çetin Paşa” o anı anlatırken şöyle diyor: 
			“Benim havada, uçaktan uçağa geçip, kaçacağımı sanan Bekçi Murtaza 
			gibi bir polis...” 
			
			* * * 
			
			Nedir Bekçi Murtaza’nın özellikleri... 
			“Bekçi Murtaza” Orhan Kemal’in roman kahramanıdır. Rumeli 
			göçmenidir, bir pamuk fabrikasında gece bekçiliği yapmaktadır; işine 
			o kadar bağlıdır ki, “fabrika sahibi” bile onun gerisinde kalır, ilk 
			bakışta “İşçi düşmanı” ve “patron uşağı” gibi görünse de aslında 
			değildir; öylesine işgüzardır, öylesine kuralcıdır ki, amirlerini 
			bile geride bırakır. Çünkü: 
			“Görmüştür kurs, almıştır amirlerinden takdir!” 
			
			* * * 
			
			Patron köpekliği yapmakta yarışanlarla onun yaptıkları birbirleriyle 
			bağdaşmaz. “Bekçi Murtaza”nın yaşamı, doğruluk anlayışı, değer 
			yargıları ve görev ahlakı onlardan ayrıdır. 
			İçi kan ağlasa bile, evladının hastalığında bile, kendi 
			kurallarından şaşmaz. Bu katılığı, işgüzarlığı yüzünden, oğlunun 
			gözünde bile “emekçi düşmanı, patron yandaşçısı”dır. 
			Peki “Bekçi Murtaza” bu kadar patron yardakçısıdır da, aylığına, 
			ücretine üç kuruş zam alır mı? Asla, o bütün bunları kendisi için 
			değil, düzen için yapmaktadır; sömürü düzeninin farkında bile 
			değildir. Onun görevi fabrikanın üretimini düşürmemek için, iş 
			gücüne nöbetçilik yapmaktır. 
			Kafasında tek doğru vardır, o da bu! 
			Tuttuğu nöbetin, hangi sınıfın işine geldiğinin, çıkarlarını 
			koruduğunun farkında bile değildir; çünkü böyle bir düşünme yeteneği 
			bile yoktur. 
			
			* * * 
			
			Orhan Kemal’in büyük ustalığı, ırgatbaşı, kâtip, odacı gibi sermaye 
			yardakçılarından “Bekçi Murtaza”yı ayırabilmesidir. 
			Orhan Kemal’in romanlarında toprak ve fabrika işçileri iş bulma 
			zorluğu ile her şeye göğüs geren, sınıf atlamak için her çeşit 
			dalavereye katılmakta sakınca görmeyen, üstelik koşarak gidenlerin 
			yanında “Bekçi Murtaza” öyle saf, öylesine aptaldır ki, bu 
			özellikleri onu sevimli yapar. 
			
			* * * 
			
			“Müjdat Gezen” de sinema filminde “Bekçi Murtaza”yı o kadar güzel 
			anlatır ve oynar ki “kötü adam” olması gereken Bekçi Murtaza, “iyi, 
			adam!” olur çıkar. 
			İşte Çetin Doğan Paşa da, Bodrum havaalanında kendisini yakalayan 
			polisi, herhalde bu huylarından dolayı “Bekçi Murtaza”ya 
			benzetmiştir.  |