| 
			 
			
			
			 
			
			 
			 
			İNSANIN elinden ekmeğini alırsan geriye ne kalır? 
			 
			Hayvan! 
			 
			İnsanın elinden bir de onurunu alırsan geriye ne kalır? 
			72. Koğuş! 
			* * * 
			Beni bir filme götürdüler. Filmi seyrederken ağladım. Nedenini tam 
			bilmiyorum. Galiba sahnede kendimi gördüm. Onursuz halim bana pek 
			dokundu. 
			Hülya Avşar, Yavuz Bingöl, Songül Öden, Kerem Alışık ve de illa ki 
			Civan Canova o kadar muhteşem rol yapıyorlardı ki, ben 
			seyrettiklerimi sahi sandım. 
			Yönetmen Murat Saraçoğlu, Görüntü Yönetmeni Damian Barba sahneleri o 
			kadar etkileyici çekmişler, montajı o kadar başarılı yapmışlar, 
			müziği filmle o kadar başarılı hal-i hamur etmişler ki ben de 
			ekmeksiz ve onursuz 2 saat 72. Koğuş'ta yattım. 
			Adem Baba Koğuşu'nda yerlerde yemek artığı aradım. 
			* * * 
			Orhan Kemal “72. Koğuş'ta” 2. Dünya Savaşı döneminde bizzat içinde 
			yıllarca yatarak çok iyi tanıdığı mapushane hayatını anlatır. 
			Bir tiyatro oyunu olarak yazılan 72. Koğuş'un (1967) uzun metrajlı 
			film versiyonu 2011 yılında çekilince ortaya sadece muhteşem bir 
			dönem filmi değil, evrensel mesajı da olan bir film çıkmış. 
			İnsan temel ihtiyacı gıda ve üstüne üstelik onuru elinden alınınca 
			ne yapar? 
			Bence sorunun cevabı 2. Dünya Savaşı'nın “kıtlık yıllarında” da aynı 
			idi. 2011 yılının “bolluk yıllarında” da aynı. 
			Nasıl ki en sadık köpeğin elinden kemiğini alınca anında vahşileşir, 
			insanın da elinden ekmeğini alınca ortaya vahşi bir yaratık çıkar. 
			Ancak, en beteri onursuzlaştırılmış veya kendi kendine onurunu 
			kaybetmiş insandır. 
			O yaratık her dönemde, her koşul altında kemiğini arayan köpekten 
			bile daha tehlikelidir. 
			* * * 
			72. Koğuş'ta Hülya Avşar ve Yavuz Bingöl'ün canlandırdığı 
			karakterler onurlarını her şart altında koruyorlar. Ama onlar sadece 
			film/oyun karakteri. Orhan Kemal'in gönlü tüm insanlığa kıyamamış. 
			Geriye bir yudum umut bırakmak istemiş. 
			Ama, eminim ki rahmetli de bu oyunu yazarken biliyordu. Bu iki 
			kahraman onun hayali, özlemi. Gerçek olan diğerleri. Üstelik, onlar 
			hep ama hep varlar. Onurları kolay satın alınıyor. Onurlarını 
			kaybettikten sonra da birer canavara dönüşüyorlar. Eşlerini, 
			dostlarını kazıklıyorlar, ufacık çıkarları için insanları 
			kandırıyorlar, anında yalan söylüyorlar, diğer insanlara zarar 
			vermekten zerre kadar utanmıyorlar. 
			Aç insan şimdi daha az. Ama onursuz insan daha çok!  
			* * * 
			Ben de sizlerin çoğunluğu gibiyim. Sinema sanatından anlamam. 72. 
			Koğuş filminin sanatsal değeri üzerine ahkâm kesecek halim yok. 
			Normal seviyede zekâya sahip, normal seviyede bilgili, normal yurdum 
			seyircisi olarak bu filmden çok etkilendim. 
			Kendinizle yüzleşmek istiyorsanız bu filmi muhakkak izleyin. 
			Perdede içinizdeki hayvanı göreceksiniz! 
			* * * 
			Umut nereye düşer usta? Onur nereye?  |