| 
			  
			 
			Ülkemizde de gösterilen “Esaretin Bedeli” (The Shawshank Redemption) 
			filmi şu sözlerle biter. “Umut iyi bir şeydir, hatta umuttan iyi bir 
			şey yoktur”. Orhan Kemal’in biz okurlarına vermek istediği temel 
			öğretiyi ne de güzel özetler... Daima umutlu ve yarınlara olan 
			özlem…  
			Ekmeğinin kavgasını yapan sıradan insanların yaşama bir parça daha 
			tutunabilme çabalarını anlatır Orhan Kemal. İstanbul’un gecekondu 
			semtleri, dar yokuşlu sokaklar, meyhaneler, otobüs durakları, 
			Çukurova’nın sıcak pamuk tarlaları ve çırçır atölyeleridir onun 
			mekânları. Güçlü gözlemleriyle özgün ve arı anlatımıyla toplumsal 
			yapıdaki çelişkileri, sömürülen yoksul insanların yaşamlarını umutlu 
			bir yaklaşımla anlatır. 
			Orhan Kemal bugünlerde okuyucularıyla bir kez daha buluşuyor. 
			Everest Yayınlarınca “Hanımın Çiftliği” üçlemesi yeniden yayımlandı. 
			Politik gelişmelerin sürüklediği toplumsal değişimin ustalıkla 
			anlatıldığı üçlemenin ilk kitabı Vukuat Var, ikincisi Hanımın 
			Çiftliği ve sonuncusu Kaçak okuyucularını bekliyor. Üçlemesinde 
			Orhan Kemal 1950 öncesi Çukurovasını anlatıyor. İkinci Dünya 
			Savaşının ülkeye bıraktığı yoksulluk tüm yurtta olduğu gibi 
			Çukurova’da da sürmektedir. Makineleşmeye geçiş hamlelerinin tarım 
			ve sanayide göstereceği değişimler yeni sorunlarıyla birbiri ardına 
			gelmektedir. Değişen dünya koşulları insan ve toprak ilişkilerinde 
			yeni oluşumları da beraberinde getirmektedir. Tarımda makineleşme 
			toprak işçisini daha yoksulluğa itmektedir. Daha az işçiye ihtiyaç 
			vardır. İnsan emeğine ihtiyaç duyan atölyeler yerini yavaş yavaş 
			makine gücüne devretmektedir. Emek basitleşmekte ve ucuzlamaktadır.
			 
			 
			ORHAN KEMAL’İN KADIN İŞÇİLERİ 
			“Vukuat Var”, değişen sosyal ilişkilerin insanlara olan etkilerini, 
			yaşamlarındaki ve bilinçlerindeki büyük değişimleri anlatmaktadır. 
			Kitapta toprak ağalarının güçlenmesi, tek umutları olan topraklarını 
			kaybedip fakirleşen köylülerin yaşam savaşları anlatılmaktadır. 
			Orhan Kemal edebiyatımızda ‘kadın işçi’ olgusunu ele alan yazarların 
			başında gelir. Hayatları boyunca ailesinden, kocasından, çevresinden 
			anlatılmaz baskılar gören kadın, tarla ve fabrikalarda da 
			sömürülmekte ve emeğini ucuza satmak zorunda bırakılmaktadır.  
			Üçlemenin ikinci kitabı olan “Hanımın Çiftliği” ise paranın gücünü 
			anlatıyor. Paranın değiştirdiği insanları ve onların yeni 
			hayatlarını ele alıyor. Kitapta aşkın paraya yenilişi ve yeni 
			sevgiler sorgulanıyor. Eserde hayatın para ile değişmesindeki 
			çelişkiler Orhan Kemal’in büyük ustalığı ile okuyucuya sunuluyor.
			 
			Üçlemenin son kitabı “Kaçak” toprağın öyküsünü anlatıyor. Toprağın 
			el değiştirmesi sonrasında yok oluşlar, topraksız kalan köylülerin 
			daha da fakirleşen yaşamları ve intikam... Orhan Kemal, “Hanımın 
			Çiftliği”nde bizleri küçücük dünyalara, aşklara, yoksulluğa, paranın 
			gücüne ve çaresizliğin acınırlığına götürüyor. 
			 
			ARTIK DİZİ OLDU 
			Orhan Kemal okurları bu kitaplarla birlikte şu sıralar yeni bir 
			dizinin de heyecanındalar. Geçtiğimiz cuma akşamı ilk bölümüyle 
			ekranlara gelen Hanımın Çiftliği bu sezonun en iddialı dizilerinden 
			biri durumunda. Kanal D ekranlarında Mehmet Aslantuğ ve Özgü 
			Namal’ın başrollerini paylaştıkları dizi izlenme oranıyla da adından 
			söz ettirdi. Mehmet Aslantuğ ve Özgü Namal’ın oyunculuklarıyla 
			birlikte artık Orhan Kemal’in o sıcacık dünyasını bu kez ekranlarda 
			yaşayacağız. Umarız dizinin ilk bölümünde edindiği beğeni devam eder 
			ve izleyenler Orhan Kemal dünyasındaki gezintilerini sürdürürler.
			 
			Dizinin ömrü Orhan Kemal dünyasından ayrılmadıkça uzun olacak gibi. 
			Çünkü bu toplum kendisini çok iyi anlayan ve yazan usta yazarın 
			bizlere anlattığı Çukurova masalını kesinlikle benimseyecektir. 
			Başrollerdeki oyunculara bağlı yeni yeni konular ve reyting sevdası 
			kitabın metninden uzaklaşırsa diğer edebiyat uyarlamaları gibi dizi 
			izleyici sıkacak ve hikaye maksadından uzaklaşacaktır. 
			Bugün büyük usta Orhan Kemal’in 95. doğum günü. Bizler ona teşekkür 
			borçluyuz. Hayaline kavuşmak için her gökkuşağını takip eden küçücük 
			kahramanları bizlere tanıttığı için. Bizlere umut etmeyi ve 
			yarınlara umutla bakmayı öğrettiği için. Artık biliyoruz; “Yarın 
			geride kalan ömrümüzün ilk günüdür.” (Abraham Lincoln ) Ve yarın 
			daima güzeldir. (İstanbul/EVRENSEL)
  |