Ana Sayfa

Cumhuriyet Kitap Eki - Mavisel YENER - 10 Eylül 2009

 

İnsanların büyük gerçekleri...




Büyülü Fener Yayınları, çocukların dünyasını iyi bildiği kadar öykü ve romanlarında onlara epeyce yer veren yazarlarımızdan birisi olan Orhan Kemal'in üç yapıtını yepyeni resimleme ve tasarımla yeniden bastı. Aslan Tomson, Elli Kuruş ve Uyku adlı üç kitaptaki öykülerin hepsinde de yoksul, hayatla mücadele etmek zorunda olan ama umudunu, yaşama sevincini kaybetmeyen karakterlerle tanışıyoruz. Elli Kuruş'taki sekiz öykü, 'zor' bir dünyanın çocuklarını anlatıyor.

Elli Kuruş adlı öyküler toplamındaki öyküler: Elli Kuruş, Streptomycine, Kitap Satmaya Dair, Çikolata, Sevinç, Kırmızı Küpeler, Nermin, Çocuk. Bunların bir bölümü, 1949'da Varlık Yayınları'ndan çıkan 'Ekmek Kavgası' adını taşıyan eserindeki öyküler. Kitaba adını veren ilk öyküde okul masraflarını çıkarabilmek için gazete satan bir çocukla karşılaşıyoruz, onun iç burkan öyküsü, yaşamın köşe başında bizi nelerin beklediğine yönelik önemli ipuçları veriyor çocuk okura. 'Sonraları borcu iki liraya indi, bir liraya, daha sonra da elli kuruşa. En son gün gelir, iki gazetemi verirse borcunu ödemiş oluyordu ki, gelmedi. Şaştım. Neden gelmemişti? Elli kuruşumun üstüne yatabileceği aklımın kıyısından bile geçmiyordu. Sakın herhangi bir trafik kazasında... Sanki gerçekten olmuş gibi içim parçalanıyor, hızla gelen bir taksi ya da bir hususinin altında kalmışçasına, kanlı bir insan yavrusunun her yanı kırılmış cesedi kafamda canlanıyordu. Günler günleri, günler haftaları, haftalar da ayları kovaladı.Unutmuştum. Bir başka çocuk getiriyordu gazetemi. Bu, ondan da cılız, ondan da üfürsen uçacak gibiydi. Onun da bir başka hikâyesi vardı çocuk omuzlarında taşıdığı. Karların savrulduğu bir kış sabahıydı. Yazı makinemin başına geçmiştim. Şimdiye kadar hiç işitmediğim cılız bir çocuk sesi: 'Gazete, havadiiiis!'O muydu? Fakat hayır, olamazdı. Pek cılızdı. Penceremin önünde durmuş, ısrarla vızıldayıp duruyordu: 'Gazete, havadiiis!'' (s.16). Öyküden alıntıladığım bu bölümdeki 'onun da başka bir hikâyesi vardı omuzlarında taşıdığı' cümlesi, okurun bambaşka öykülere yelken açması için yeterince kışkırtıcı değil mi?

Orhan Kemal bu öyküleri özellikle çocuklar okusun diye yazmamıştır fakat işçiler, işsizlik, çocuk işçiler gibi grupların sorunlarını, çocuk okurun da anlayabileceği bir dille, aktarır. Örneğin, Elli Kuruş adlı kitaptaki, Cumhuriyet dönemi çocuk ve gençlik seçkilerinde sıklıkla yer alan, Çikolata adlı etkileyici öyküsü bunlardan biridir. 'Şekercinin vitrini önünde silinivermişti berber de, aynaları da, kafeste, sarı kuş ta. Çikolatalar vardı şimdi, salt çikolatalar. Güneşte alev alev uçuşan kırmızılar, morlar, sarılar, maviler; kırmızılara, morlara, sarılara, mavilere sıkı sıkı sarılı çikolatalar. Abla da, oğlan kardeş de, yoğurtçunun kızı da sıkı sıkı sarılı, alev alev kırmızıların, morların, sarıların, mavilerin içindeydiler. Ya da maviler, sarılar, morlar; kırmızılar alev alev, yaprak yaprak uçuşuyordu içlerinde' (s.35). >

Orhan Kemal, çocuk öykülerinde de bireyden toplumsala yönelir. Küçük insanın yaşamının büyük gerçeklerini paylaşır çocuklarla. 'Çocuklara neyi, ne kadar, nasıl anlatmalıyız?' sorusunun yanıtını arayanlar Orhan Kemal'in bu öykülerini okumalı. .Çocukların maceralarına ortak olurken, aslında arka plandaki sosyolojik soru ve sorunları da düşündürür bu öyküler. Çocukların Orhan Kemal öykülerini rahatça okuyup algılamalarında, karakterlerin ve tiplerin canlı, çarpıcı olmasının yanı sıra, çocuk okuru bunaltacak uzun betimlemelerin bulunmamasının da rolü vardır. Aynı zamanda, yazarın pırıltılı Türkçesinin ırmağına bir davettir bu öyküler.

Uyku kitabına adını veren öykü, alt okumasında, kapitalizmin gelişmesiyle vahşileşen koşulların bireyleri insanlık dışı koşullara nasıl sürüklediğini anlatır. Hafta tatilinde çalıştırılan çocuk işçilerin dramı vardır bu öyküde. Uyku ve kitaptaki diğer öyküler sosyal yaralara dikkat çeker; çocuk işçilerin iç burkan öykülerini anlatır. 'Madeni Eşya Fabrikası hafta tatiline hazırlanıyordu. Fabrikanın yüz elli amelesinden sekseni, on dörtle on altı yaş arasında erkek çocuklardı ki, yirmi kadarı 'Pres' makinelerinde çalışıyordu. Üstleri başları paramparçaydı. Aşağı yukarı aynı boy ve aynı kalıpta olduklarından, birbirlerine benziyorlardı.'

Kendi deyimiyle 'aydınlık gerçekçi' olan yazarın çocukları anlattığı öykülerde de toplumcu gerçekçi yanı belirgindir. Uyku, Aslan Tomson ve Elli Kuruş adlı kitaplarındaki öykülere baktığımızda, tıpkı diğerlerindeki gibi, bireyin var oluş mücadelesine tanık oluruz. 'Bozuk düzen'e karşın, çocukların yüreğinde o 'çocuksu düzen' devam eder, bu da yazarın 'aydınlık gerçekçi' yanıdır. Orhan Kemal öykülerinde diyalogların önemli bir yer tuttuğunu biliriz. O, kahramanlarını konuşturmayı çok sever. Bu teknik, çocuk okur için kolay bir okumaya davettir.

Türk edebiyatının usta kalemi Orhan Kemal'in öyküleriyle tanışan çocukların, ileride 'iyi edebiyat' ın peşine düşen okurlar olacaklarından kuşku yok. Onu okuyan çocuklar insanlığa ait değerler üzerinde yeniden düşünecek' Çünkü, düşünen, sorgulayan, eleştiren okurun yazarıdır Orhan Kemal.



* Aslan Tomson, Orhan Kemal, Resimleyen: Oğuz Demir, Büyülü Fener, 2009, 76s, 9+

* Elli Kuruş, Orhan Kemal, Resimleyen: Oğuz Demir, Büyülü Fener, 2009, 67s, 9+

* Uyku, Orhan Kemal, Resimleyen: Oğuz Demir, Büyülü Fener, 2009, 70s, 9+


info@orhankemal.org