| 
			  
			 
			 
			Büyülü Fener Yayınları, çocukların dünyasını iyi bildiği kadar öykü 
			ve romanlarında onlara epeyce yer veren yazarlarımızdan birisi olan 
			Orhan Kemal'in üç yapıtını yepyeni resimleme ve tasarımla yeniden 
			bastı. Aslan Tomson, Elli Kuruş ve Uyku adlı üç kitaptaki öykülerin 
			hepsinde de yoksul, hayatla mücadele etmek zorunda olan ama umudunu, 
			yaşama sevincini kaybetmeyen karakterlerle tanışıyoruz. Elli 
			Kuruş'taki sekiz öykü, 'zor' bir dünyanın çocuklarını anlatıyor.
			  
			 
			Elli Kuruş adlı öyküler toplamındaki öyküler: Elli Kuruş, 
			Streptomycine, Kitap Satmaya Dair, Çikolata, Sevinç, Kırmızı 
			Küpeler, Nermin, Çocuk. Bunların bir bölümü, 1949'da Varlık 
			Yayınları'ndan çıkan 'Ekmek Kavgası' adını taşıyan eserindeki 
			öyküler. Kitaba adını veren ilk öyküde okul masraflarını 
			çıkarabilmek için gazete satan bir çocukla karşılaşıyoruz, onun iç 
			burkan öyküsü, yaşamın köşe başında bizi nelerin beklediğine yönelik 
			önemli ipuçları veriyor çocuk okura. 'Sonraları borcu iki liraya 
			indi, bir liraya, daha sonra da elli kuruşa. En son gün gelir, iki 
			gazetemi verirse borcunu ödemiş oluyordu ki, gelmedi. Şaştım. Neden 
			gelmemişti? Elli kuruşumun üstüne yatabileceği aklımın kıyısından 
			bile geçmiyordu. Sakın herhangi bir trafik kazasında... Sanki 
			gerçekten olmuş gibi içim parçalanıyor, hızla gelen bir taksi ya da 
			bir hususinin altında kalmışçasına, kanlı bir insan yavrusunun her 
			yanı kırılmış cesedi kafamda canlanıyordu. Günler günleri, günler 
			haftaları, haftalar da ayları kovaladı.Unutmuştum. Bir başka çocuk 
			getiriyordu gazetemi. Bu, ondan da cılız, ondan da üfürsen uçacak 
			gibiydi. Onun da bir başka hikâyesi vardı çocuk omuzlarında 
			taşıdığı. Karların savrulduğu bir kış sabahıydı. Yazı makinemin 
			başına geçmiştim. Şimdiye kadar hiç işitmediğim cılız bir çocuk 
			sesi: 'Gazete, havadiiiis!'O muydu? Fakat hayır, olamazdı. Pek 
			cılızdı. Penceremin önünde durmuş, ısrarla vızıldayıp duruyordu: 
			'Gazete, havadiiis!'' (s.16). Öyküden alıntıladığım bu bölümdeki 
			'onun da başka bir hikâyesi vardı omuzlarında taşıdığı' cümlesi, 
			okurun bambaşka öykülere yelken açması için yeterince kışkırtıcı 
			değil mi? 
			 
			Orhan Kemal bu öyküleri özellikle çocuklar okusun diye yazmamıştır 
			fakat işçiler, işsizlik, çocuk işçiler gibi grupların sorunlarını, 
			çocuk okurun da anlayabileceği bir dille, aktarır. Örneğin, Elli 
			Kuruş adlı kitaptaki, Cumhuriyet dönemi çocuk ve gençlik 
			seçkilerinde sıklıkla yer alan, Çikolata adlı etkileyici öyküsü 
			bunlardan biridir. 'Şekercinin vitrini önünde silinivermişti berber 
			de, aynaları da, kafeste, sarı kuş ta. Çikolatalar vardı şimdi, salt 
			çikolatalar. Güneşte alev alev uçuşan kırmızılar, morlar, sarılar, 
			maviler; kırmızılara, morlara, sarılara, mavilere sıkı sıkı sarılı 
			çikolatalar. Abla da, oğlan kardeş de, yoğurtçunun kızı da sıkı sıkı 
			sarılı, alev alev kırmızıların, morların, sarıların, mavilerin 
			içindeydiler. Ya da maviler, sarılar, morlar; kırmızılar alev alev, 
			yaprak yaprak uçuşuyordu içlerinde' (s.35). > 
			 
			Orhan Kemal, çocuk öykülerinde de bireyden toplumsala yönelir. Küçük 
			insanın yaşamının büyük gerçeklerini paylaşır çocuklarla. 'Çocuklara 
			neyi, ne kadar, nasıl anlatmalıyız?' sorusunun yanıtını arayanlar 
			Orhan Kemal'in bu öykülerini okumalı. .Çocukların maceralarına ortak 
			olurken, aslında arka plandaki sosyolojik soru ve sorunları da 
			düşündürür bu öyküler. Çocukların Orhan Kemal öykülerini rahatça 
			okuyup algılamalarında, karakterlerin ve tiplerin canlı, çarpıcı 
			olmasının yanı sıra, çocuk okuru bunaltacak uzun betimlemelerin 
			bulunmamasının da rolü vardır. Aynı zamanda, yazarın pırıltılı 
			Türkçesinin ırmağına bir davettir bu öyküler. 
			 
			Uyku kitabına adını veren öykü, alt okumasında, kapitalizmin 
			gelişmesiyle vahşileşen koşulların bireyleri insanlık dışı koşullara 
			nasıl sürüklediğini anlatır. Hafta tatilinde çalıştırılan çocuk 
			işçilerin dramı vardır bu öyküde. Uyku ve kitaptaki diğer öyküler 
			sosyal yaralara dikkat çeker; çocuk işçilerin iç burkan öykülerini 
			anlatır. 'Madeni Eşya Fabrikası hafta tatiline hazırlanıyordu. 
			Fabrikanın yüz elli amelesinden sekseni, on dörtle on altı yaş 
			arasında erkek çocuklardı ki, yirmi kadarı 'Pres' makinelerinde 
			çalışıyordu. Üstleri başları paramparçaydı. Aşağı yukarı aynı boy ve 
			aynı kalıpta olduklarından, birbirlerine benziyorlardı.' 
			 
			Kendi deyimiyle 'aydınlık gerçekçi' olan yazarın çocukları anlattığı 
			öykülerde de toplumcu gerçekçi yanı belirgindir. Uyku, Aslan Tomson 
			ve Elli Kuruş adlı kitaplarındaki öykülere baktığımızda, tıpkı 
			diğerlerindeki gibi, bireyin var oluş mücadelesine tanık oluruz. 
			'Bozuk düzen'e karşın, çocukların yüreğinde o 'çocuksu düzen' devam 
			eder, bu da yazarın 'aydınlık gerçekçi' yanıdır. Orhan Kemal 
			öykülerinde diyalogların önemli bir yer tuttuğunu biliriz. O, 
			kahramanlarını konuşturmayı çok sever. Bu teknik, çocuk okur için 
			kolay bir okumaya davettir.  
			 
			Türk edebiyatının usta kalemi Orhan Kemal'in öyküleriyle tanışan 
			çocukların, ileride 'iyi edebiyat' ın peşine düşen okurlar 
			olacaklarından kuşku yok. Onu okuyan çocuklar insanlığa ait değerler 
			üzerinde yeniden düşünecek' Çünkü, düşünen, sorgulayan, eleştiren 
			okurun yazarıdır Orhan Kemal.  
			 
			 
			 
			* Aslan Tomson, Orhan Kemal, Resimleyen: Oğuz Demir, Büyülü Fener, 
			2009, 76s, 9+ 
			 
			* Elli Kuruş, Orhan Kemal, Resimleyen: Oğuz Demir, Büyülü Fener, 
			2009, 67s, 9+ 
			 
			* Uyku, Orhan Kemal, Resimleyen: Oğuz Demir, Büyülü Fener, 2009, 
			70s, 9+
  |