Özellikle, hapishanede Nâzım Hikmet’in öğrencisi 
							olma şansına erişen Orhan Kemal’le emekçi insan, 
							köylü-işçi geçiş dönemi tipi olarak usta yazarına 
							kavuştu. ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’de 
							kapitalistleşme sürecinde köyünden sürülerek şehre 
							inen ve fabrikalarda, büyük çiftliklerde iş bularak 
							acımasız kapitalist sömürü çarkının dişlilerinde 
							öğütülen köylü-işçilerin trajedisini okuruz. Bu 
							romanın ilk kuşak köylü-işçilerinden, Çukurova’dan 
							sağ dönmeyi başaran İflahsızın Yusuf’un oğlu bu kez 
							İstanbul’un yolunu tutar; ‘Gurbet Kuşları’nda 
							1950’lerde büyük bir inşaat şantiyesine çevrilen 
							İstanbul’da işçileşerek emeğiyle var olmaya çalışır. 
							Orhan Kemal’in sosyalist dünya görüşü, 
							kahramanlarının içindeki iyiliği açığa çıkaracak 
							koşullarla buluşunca nasıl gelişip daha tam insan 
							olmaya doğru geliştiklerini göstermesini sağlar. 
							Murtaza’da sınıf bilincinden yoksun emekçinin bütün 
							dürüstlüğünün nasıl kendi zararına sonuçlara yol 
							açtığını görürüz.
							Orhan Kemal işçinin en gelişmiş yazarıdır. Onun 
							eserlerinin bütününü okuduğunuzda yirminci yüzyılın 
							ilk yarısının emekçi insan açısından tarihini, 
							toplumsal çerçevesini edebiyatın dili içinde 
							görürsünüz. 
							
							Babası bir dönem milletvekili olduğu halde, 
							muhalifliği nedeniyle sürgüne gitmek zorunda kalmış, 
							Orhan Kemal gençlik yıllarında ekmeğini kazanmak 
							için Kumaş fabrikasında kâtiplik yapmıştır. ‘Dünya 
							Evi’ romanında bu döneme ilişkin gözlemlerini 
							buluruz. İşçilik yapmanın kapitalist toplumda ne 
							sonuçlar doğurduğunu yaşayarak öğrenen bir yazar 
							olarak, romanda sonuna kadar işçi sınıfının gerçekçi 
							yazarı olmayı başarmıştır. 
							
							‘Dünya Evi’ romanında ‘Beethoven Şaban’ diye bir 
							işçi tipi vardır. Doğru dürüst bir eğitim almadığı 
							halde Beethoven’in müziğine hayrandır ve onun gibi 
							besteler yapma düşü kurmaktadır. Orhan Kemal 
							işçinin, sınıf bilinciyle donanarak, örgütlü siyasi 
							mücadeleye girişerek iktidarı alacağına ve insana 
							yaraşır bir eşitlik ve özgürlük dünyası kuracağına 
							sonuna kadar inanmıştır. Beethoven Şaban bu iyimser 
							dünya görüşünün ütopik işçi karakteridir.  |