
Hapishane 
												arkadaşlığının hiçbir 
												arkadaşlığa benzemediğini, 
												farklı bir yeri olduğunu, duyduk 
												dinledik hep. Türk edebiyatının 
												iki büyük kaleminin hapishane 
												arkadaşlığını merak edenler 
												için, edebiyat, siyaset ve hayat 
												dersleri ile dolu, Orhan 
												Kemal'in Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl 
												kitabı Everest Yayınları'ndan 
												çıktı. Rus Yazar Radi Fiş, Nâzım 
												Hikmet'le ilgili bir çalışma 
												yapmak için Türkiye'ye 
												geldiğinde Orhan Kemal'le de 
												görüşür. Orhan Kemal, saatlerce 
												kendinden geçercesine Nâzım 
												Hikmet'le yaşadıklarını 
												hatırladığı kadarıyla anlatır. 
												Daha sonra Orhan Kemal, Nâzım 
												Hikmet'le 3, 5 Yıl adıyla bir 
												kitapta toplar anılarını. Kitap, 
												2000 yılına kadar farklı 
												yayınevlerince basılır. 2000 
												yılındaki baskısına Orhan 
												Kemal'in not defterinden Nâzım 
												Hikmet'le ilgili notları ve 
												Nâzım Hikmet'in Orhan Kemal'e 
												yolladığı mektuplar eklenir. 
												Everest Yayınları tarafından 
												yeniden basılan kitap, Nâzım 
												Hikmet'le ilgili kitaplar içinde 
												önemli bir yere sahip. Kitapta, 
												usta ile çırağın, iki edebiyat 
												ustasının ve iki yol arkadaşının 
												sanatsal yönlerinin yanı sıra 
												insan hallerini göreceksiniz. 
												Orhan Kemal, Niğde'de askerlik 
												yaptığı sıralar 'asker 
												çantasında Nâzım Hikmet'in şiir 
												kitaplarıyla gazetelerden 
												kesilmiş birtakım kupürler' 
												taşıdığını ve kimi yerde siyasi 
												tartışmalara girdiğini 'Yaşam ve 
												Sanat Serüvenim' başlıklı bir 
												yazısında anlatıyor. Kuvvetle 
												ihtimaldir ki, Orhan Kemal, 
												çantasında şiir kitaplarını 
												taşıdığı şairin kitaplarının 
												günün birinde tutuklanmasına 
												büyük ölçüde etki edeceğini 
												tahmin etmiyordu. Yine Orhan 
												Kemal, şiirlerini okuduğu için 
												tutuklandığı şairle günün 
												birinde aynı hapishanede yıllar 
												geçireceğini de tahmin 
												etmiyordu. İşte '940 yılının 
												kışı'nda, 'Hapishane kaleminde, 
												sabıka defterlerinde' çalışan 
												Orhan Kemal, bir sabah Nâzım 
												Hikmet'in siyatiklerinden 
												rahatsızlığından dolayı Bursa 
												Cezaevine geleceğini kâtipten 
												duyar. Orhan Kemal'in o anda 
												aklından geçen şu düşünceler, 
												Nâzım Hikmet'le ilgili geniş 
												yığınların tutumunu ifade eder: 
												'Herkes gibi onun uzaktan 
												hayranlarındandım. Herkes gibi, 
												'Nedenini bilmeden' ona 
												kızıyordum, fakat ihtimal, 
												herkes gibi nedenini bilmeden, 
												yahut pek az bilerek, seviyordum 
												onu: müthiş, muazzam, doyuran 
												sanatını.' Orhan Kemal, Nâzım 
												Hikmet'in geleceği haberini 
												kendisi gibi şiir yazan 
												arkadaşlarına ve ardından tüm 
												hapishaneye yayar. Nâzım'ın 
												geldiği gün de müdür odasının 
												önünde, 'dümenin yanına bağdaş 
												kurup oturmuş', 'Türkmenistanlı 
												bir Buda heykeli'ni bekliyordur. 
												Nâzım Hikmet'in gelişinden hemen 
												iki saat sonra, Orhan Kemal, 
												beklenmedik şekilde Nâzım 
												Hikmet'le ne kadar yakın 
												olunabileceğini görecektir. Ne 
												hakkında anlatılan olağanüstü 
												davranışlar, ne rahatsız 
												edilmeye gelmeyip, 'yataklarını 
												topladığı gibi' gitmesi: 'Aman 
												birader,' dedi. 'kapı kapı 
												üstüne, kilit kilit üstüne' 
												İdareye çıkmak da bir dert 
												burada' Kaç kapı var üzerimizde 
												Allah aşkına?'Bunu evvelden ben 
												de merak etmiş, saymıştım. 
												'Altı'' dedim.'Füüüüüüüyt!!!'Nâzım 
												Hikmet'in hapishaneye gelişiyle, 
												şu ıslığa kadarki zaman iki 
												saatten çok değildi. (')Orhan 
												Kemal, iki saat içinde Nâzım'la 
												'senlibenli' olmuştur. Ardından 
												sanatında ve yaşamında büyük 
												etkileri olan bir dostluk 
												başlar.
												
'SİZ 
												DÜZYAZI YAZIN DÜZYAZI'
												Orhan Kemal, büyük bir 
												heyecanla şiirlerini Nâzım'la 
												paylaşır. Fakat daha ilk 
												şiirlerinde, 'yeterler' ve 'berbatlar'la 
												karşılaşır. Ardından gelişen 
												sohbette Nâzım, Orhan Kemal'le 
												yakından ilgilenmek istediğini 
												söyler. İleriki günlerde Orhan 
												Kemal'in bir roman çalışması 
												Nâzım Hikmet'in eline geçer:(') 
												Adeta soluk soluğa sordu:'Siz mi 
												yazdınız bunu?'Çekinerek, 
												'Evet'' dedim.'Birader,' dedi, 
												'neden bahsetmediniz bundan. Siz 
												düzyazı yazın düzyazı!'Artık, 
												Orhan Kemal, şiirden çok nesirle 
												uğraşmaya başlar. Kitapta, Nâzım 
												Hikmet'in sanatı üzerine bir çok 
												tanıklık bulunabileceği gibi, en 
												büyük eseri olan Memleketimden 
												İnsan Manzaraları'nın oluşum 
												sürecine ait birçok anekdotla 
												karşılaşmak mümkün. Nâzım'ın 
												büyük eserinde geçen şu söz, o 
												dönemde 'balkanlı bir ihtiyar'ın 
												söylediği sözdür:'madenin 
												tuncuİnsanın piçiİyisi de 
												var'Yine Orhan Kemal, şu 
												sözlerle Nâzım Hikmet'in 
												eserlerindeki malzemeyi çok iyi 
												özetlemektedir: Memleketimden 
												İnsan Manzaraları'na kimler 
												malzeme vermemişlerdir ki? 
												Yayalar Köylü İbrahimler, 
												Çorbacı Memet'ler, Laz Eyüp 
												Ağa'lar, İlyas Kaptan'lar, 
												Balkanlı Muhacir'ler, 
												Azerbaycanlı Şükrü Bey'ler, 
												Galip Usta'lar'
												AYRILIK' 
												'KABİL DEĞİL UNUTMAM SENİ'
												Orhan Kemal, 'beş senelik 
												cezasını yiyip' tahliye olacağı 
												gün geldiğinde Nâzım'a, onun 
												için yazdığı şiirleri uzatır. 
												Sen 'Prometenin çığlıklarını 
												kaba kıyım tütün gibi piposuna 
												dolduran adam' Sen benim mavi 
												gözlü arkadaşım Kabil değil 
												unutmam seni'(')Diğer şiir, 
												'Komik Hürriyet' adlı şiirdir. 
												Nâzım Hikmet, o şiiri çizdiği 
												Orhan Kemal portresinin 
												etrafında süs olarak 
												kullanacaktır. Nâzım Hikmet, 
												şiirleri okuduktan sonra 
												arkadaşına sarılır ve, 'Sağ olun 
												e mi? Beni bundan daha çok 
												memnun edemezdiniz!' der. Ve 
												Orhan Kemal, 'yüreğinin büyük 
												bir parçasını' hapishanede 
												bırakıp Adana'ya gider. Nâzım 
												Hikmet'le 3,5 Yıl, düşünceleri 
												ve sanatıyla Türkiye ve dünyada 
												önemli etkileri olan iki sanat 
												adamının hayatının bir dönemi 
												üzerinde okunması gereken 
												soluksuz bir güzellemedir. Nâzım 
												Hikmet'le 3,5 Yıl/ Orhan Kemal/ 
												Everest Yay./ 128 s.