Ana Sayfa

Açık Gazete- 12 Haziran 2008 - Haber Merkezi

 

Orhan Kemal'i geleceğe taşıyalım...
 


 
Işık Öğütçü babası Orhan Kemal'i anlatırken hibe edilen sanatçı kütüphanelerinin ve eşyalarının zaman içinde darmadağın olmasından korktuğunu söyledi...
12 Haziran 2008

 

Britanya Türk Kadınları Derneği (BTKD)'nin düzenlediği Kitap Günü'nde konuşan Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü babasını anlattı...

Troy Hotel'de gerçekleşen etkinliğe büyük bir izleyici kitlesinin yanısıra T.C. Londra Sefiresi Bernev Alpogan ve Başkonsolos Yardımcısı Sunay Dizdar katıldı.

Orhan Kemal'in aramızdan ayrılışının 38. Yıldönümü münasebetiyle Işık Öğütçü'yü ağırlamaktan kıvanç duyduklarını belirten BTKD Başkanı Hülya Koçu'nun açılış konuşması ile başlayan etkinlikte BTKD Kitap Kulübü Başkanı Semra Eren Nijhar Türk edebiyatının ölümsüz romancısı Orhan Kemal ve oğlu Işık Öğütçü'nün hayatı hakkında bilgi verdi. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal'in yayımlanmış 42 eseriyle edebiyatımızın yapı taşlarından biri oldugunu belirten Nijhar, babasını 13 yaşındayken kaybeden Işık Öğütçü'nün yıllar sonra kendi çabaları ile Cihangir'de açtığı müzede Orhan Kemal'i genç nesile tanıtmaya çalıştığını belirtti.

Londra'da Türk edebiyatseverlerle bir araya gelmekten çok mutlu olduğunu belirten Öğütçü, Orhan Kemal'in bütün eserlerinde yaşadığı ve gözlemlediği olayları yazdığını ve gerçek yaşamdan kesitleri aktardığını belirtti. Öğütçü, okuyucuların aslında bir roman değil bir doneme ait belgesel okuduklarını yazarın çeşitli kitaplarından örnekler vererek anlattı. Nazım Hikmet ile Bursa Cezaevi'nde tanışmasının Orhan Kemal'in hayatında bir dönüm noktası olduğunu belirten Öğütçü bu nedenle babasının ilk çocuğuna Nazım adını verdiğini söyledi. Babasının güç yaşam koşulları içinde olmasına rağmen kalemini satmadığını belirten Öğütçü “O yoksul ve dürüst insanların yazarıydı” dedi.

Işık Öğütçü “ Orhan Kemal benim için bir babaydı, bir yazar değil. Babam daktilosunun başında daima bir şeyler yazardı ama ben onun kitaplarını ilk kez onu kaybettikten sonra ortaokul yıllarında okudum. Bu müzeyi açma hazırlıkları çalışmaları sırasında yani 2000 yılında ise gerçek Orhan Kemal'i tanıdım. İşte o zaman onun yalnızca bizim ülkemiz için değil, dünya için de bir hazine olduğunu anladım” diye konuştu

En büyük hayalinin bir gün yabancı bir ülkede babasının eserlerini ‘en çok satan kitaplar' listesinde görmek olduğunu söyleyen Öğütçü'nün konuşması esnasında duygusal anlar yaşandı.

Öğütçü “ Bizlerde yaşlanıyoruz. ‘İlerde bu müzenin durumu ne olacak?' sorusu beni çok düşündürüyor. Sanatçıların öldükten sonra eşyalarının korunamaması, kurumlara hibe edilen sanatçı kütüphanelerinin ve eşyalarının zaman içinde darmadağın olması beni korkutuyor” dedikten sonra duygulanarak konuşmasına bir süre devam edemedi. Bunun üzerine bazı izleyiciler “Endişelenmeyin! Biz müzeye sahip çıkacağız” dediler.

ORHAN KEMAL

Eserlerinde güç yaşam koşulları içindeki küçük insanın sorunlarını, yaşama savaşını anlatan yazarın kendisi de böyle bir yaşamdan geliyordu. Adana'da pamuk işçiliği, dokumacılık, ambar memurluğu yaptı. Cezaevine girdi, daha sonra geldiği İstanbul'da sadece kalemiyle geçindi. Ömrü kiralık evlerde geçen Orhan Kemal ölmeden sadece üç yıl önce bir ev sahibi olabildi.

Yazarın yoksul ve dürüst insanların yaşamlarını abartısız bir dille anlattığı eserleri pek çok dile çevrildi. “Baba Evi” ve “Avare Yıllar” Yunancaya çevrildi. “El Kızı” Suriye'de, “Baba Evi” İsrail'de, “Cemile” İspanya'da yayımlandı. Son olarak Avare Yıllar kitabı Idle Years adıyla Peter Owens Publishers tarafından İngiltere'de satışa sunuldu. Eser aynı zamanda T.C. Londra Büyükelçiliği'nde yabancı konukların davetli olduğu bir resepsiyonla okuyucuların beğenisine sunuldu.


info@orhankemal.org