Bir umuttur Orhan Kemal!
														 
														Refik Sıla Güvenç
														 
														
														2008 yılındayız Orhan 
														Kemal aramızdan ayrılalı 
														tam 38 yıl olmuş. 
														Televizyonda yine 
														mevsimlik işçi 
														haberleri... Sokaklarda 
														sabahlayan “Suçlu” 
														olmaya aday bir dolu 
														çocuk yanı başımızda. 
														İşsizlik, yoksulluk 
														alabildiğine yoğun. Her 
														yanımız borçlarını bir 
														türlü ödeyemeyen 
														insanlarla dolu. Yani 
														Orhan Kemal’in 
														eserlerinde anlattıkları 
														hala geçerliliğinden bir 
														şey yitirmiş değil. 
														Sözün kısası; Orhan 
														Kemal artık aramızda 
														değil ama onun 
														insanlarının öyküleri, 
														gündemden düşmüyor. 
														“Ekmek Kavgası” için 
														“Baba Evi”ni bırakan 
														“Gurbet Kuşları”nın 
														öyküsü sürüp gidiyor.
														
														
														Asıl adı Mehmet Raşit 
														Öğütçü olan Orhan Kemal, 
														15 Eylül 1914’te 
														Adana’da doğdu. 1931’de 
														Suriye’ye kaçan 
														babasının yanına ailece 
														gidince orta son 
														sınıftaki öğrenimini 
														yarıda bıraktı. 1939’da 
														‘yabancı rejimler lehine 
														propaganda’ suçundan 
														yargılanarak hapse 
														girdi. Bursa Cezaevi’nde 
														tanıştığı Nazım Hikmet, 
														onun sanat hayatının 
														belirginleşmesinde dönüm 
														noktası oldu. Yazın 
														yaşamına şiirle başlayan 
														yazarımız Nazım 
														Hikmet’in etkisiyle 
														düzyazıya yöneldi. 
														Hapishane yılları, Nazım 
														Hikmet’ten Fransızca, 
														felsefe ve edebiyat 
														dersleri alan Orhan 
														Kemal için adeta bir 
														okul oldu. 
														
														Orhan Kemal 
														yazdıklarıyla ev 
														geçindiren 
														gazeteci-yazar 
														kuşağındandır. Onun için 
														hayat ve sanat sürekli 
														iç içe olmuştur. Hayatı 
														sanatla solumaya 
														çalışmıştır hep. 
														Gerçekçilik çizgisinde 
														yürüyüp açık, arı bir 
														anlatımı seçmiş, 
														sadelikten hiç ödün 
														vermemiştir. Yazarın 
														eserlerinde, diyaloglar 
														ve şive hemen göze 
														çarpar. Kişi karakterini 
														direkt ve aracısız bir 
														şekilde okuyucuya 
														yansıtan diyaloglar kısa 
														ama güçlüdür. Şive 
														dikkati çeker. Orhan 
														Kemal, “şive öykünmesini 
														yazarın kendisi 
														yapmıyor, kişiler 
														yapıyor” diyerek yazarın 
														duruma müdahale etmemesi 
														gerektiğini savunur. 
														Orhan Kemal’in anlattığı 
														öykülerde yaşanan an öne 
														çıkar. ‘Nasıl’ 
														anlatacağından çok, 
														‘neyi’ anlatacağının 
														derdini taşımıştır her 
														zaman. Okur, onun 
														yapıtlarında, 
														yaşanmışlığın verdiği 
														gücü hemen hisseder. 
														Yazar, yaşamın 
														devamlılığını savunur. 
														“Gerçek olan 
														öğrenmektir. Orhan 
														Kemal, “Nereden, nasıl 
														öğrenirsen öğren. 
														Nereden, nasıl 
														öğrendiğin, diploman, 
														hatta neler bildiğin de 
														önemli değil. Ne 
														yaptığın önemlidir” 
														söylemiyle edebiyat 
														alanında kendisine özgü 
														bir yer açtı. “Baba 
														Evi”, “Suçlu”, “Avare 
														Yıllar” da gençliği ve 
														sorunlarını incelerken, 
														“Bereketli Topraklar 
														Üzerinde”, “Hanımın 
														Çiftliği”, “Eskicinin 
														Oğulları”nda 
														Çukurova’yı, ekonomik ve 
														toplumsal değerleriyle 
														birlikte ele almıştır. 
														“El Kızı”, “Gurbet 
														Kuşları”, “Evlerden 
														Biri”, “Bir Filiz Vardı” 
														ve  “Murtaza” isimli 
														romanlarında da büyük 
														şehrin küçük insanlarını 
														anlatmıştır. Fethi Naci, 
														aynı adlı romandan 
														uyarlanan “Bereketli 
														Topraklar Üzerinde”yi en 
														iyi 10 Türk filmi 
														arasında göstermiştir. 
														Orhan Kemal’in birçok 
														eseri Suriye, İsrail ve 
														Yunanistan’da 
														yayımlanmıştır.
														
														Yazar İnci Aral, Orhan 
														Kemal’i şöyle anlatır. 
														“Orhan Kemal’in 
														büyüklüğü, önemi, 
														yakından tanıdığı, 
														sıradan ‘küçük’ 
														insanları güçlü bir dil 
														ve dolaysız bir 
														içtenlikle anlatabilmiş 
														olmasındandır. O, alt 
														sınıfın, sokağın dilini, 
														sesini, duygusunu şiirli 
														bir söylem ve kısa, 
														vurucu yeni bir biçimle 
														edebiyatımıza taşımış, 
														halkın sesini 
														yansıtmıştır. İnsan 
														olmanın hallerini 
														yazarlık vicdanıyla 
														yorumlamıştır. Gerçeği 
														abartmadan, kişilerini 
														gereksiz yere 
														yüceltmeden, en önemlisi 
														yaşama sevincini 
														karatmadan... Bu 
														yanıyla, bir yazarın 
														anlattığı insanları 
														oldukları gibi sevmeyi 
														bilmesi gerektiğini bana 
														ve bir çok yazara 
														öğreten de Orhan Kemal 
														olmuştur.”
														
														Orhan Kemal’in 
														kahramanları yoksul 
														insanlardır. Hayatın 
														alabildiğince yorduğu, 
														bakkala, kasaba olan 
														borcunu bir türlü 
														ödeyemeyen insanlardır 
														anlatılan. Ekonomik 
														koşullar hemen tüm 
														öykülerinde karşımıza 
														yeni bir kahraman 
														çıkarır. Onun 
														yapıtlarında, kötü 
														yollara düşen kadınlar, 
														içkici ve dayakçı 
														kocalar, pamuk 
														tarlalarının sıtmalı 
														işçileri hep bin bir 
														türlü sorunlarıyla 
														gelirler karşımıza. Beş 
														parasız kalınca utana 
														sıkıla kitaplarını satan 
														bir babanın öyküsü 
														çoğumuza tanıdık gelmez 
														mi?
														Ama 
														bunun yanında Orhan 
														Kemal’in kahramanları 
														umut etmekten 
														vazgeçmezler. Yaşayan 
														için hayat oldukça umut 
														da vardır. Onun 
														insanlarının 
														hayatlarındaki en güzel 
														şey; yarındır. O, hayata 
														tutunmaya çalışan 
														küçücük insanlar, yarına 
														olan inançlarını ve 
														umutlarını daima 
														korurlar.
														Bir 
														gün siz de kendinize 
														biraz zaman ayırın. 
														Mesela bugün. Bir Orhan 
														Kemal kitabı alın 
														elinize, çekilin bir 
														köşeye ve okuyun. İnanın 
														kitap bittiğinde 
														kendinizi daha başka 
														hissedeceksiniz ve 
														yarınlara daha bir başka 
														bakacaksınız.