‘Kitaplarını 
															okuduktan sonra aynı 
															kalamadık’
															
															Miraç Zeynep 
															Özkartal
															
															2008 yılı Orhan 
															Kemal Roman 
															Armağanı’nı alan 
															Ayşegül Devecioğlu, 
															“Bizler, Orhan Kemal 
															kitaplarını 
															okuduktan sonra aynı 
															insanlar olarak 
															kalamadık, devrimci 
															olduk. O, dünyanın 
															bu haliyle yaşanası 
															olmadığını gösterdi” 
															diyor
 
														
															
																
																
																	Ayşegül 
																	Devecioğlu 
																	ödülünü 
																	törenle 
																	aldı.
																
																
 
															 
															Orhan Kemal 
															anısına düzenlenen 
															2008 yılı Orhan 
															Kemal Roman 
															Armağanı’na, 
															“Ağlayan Dağ Susan 
															Nehir” adlı 
															romanıyla değer 
															görülen Ayşegül 
															Devecioğlu’na ödülü, 
															dün Beyazıt’taki 
															Orhan Kemal İl Halk 
															Kütüphanesi’nde 
															gerçekleştirilen 
															anma töreninde 
															verildi. 
															Sunuculuğunu Salih 
															Kalyon’un üstlendiği 
															tören, kütüphane 
															müdürü Abdullah 
															Güven’in hoş 
															geldiniz 
															konuşmasıyla 
															başladı. Güven’in 
															ardından Orhan 
															Kemal’in oğlu Işık 
															Öğütçü, Orhan 
															Kemal’in 
															İngiltere’de “Baba 
															Evi” ve “Avare 
															Yıllar”, İtalya’da 
															da “Ekmek Kavgası” 
															kitaplarının 4 
															Haziran’da 
															okuyucuyla 
															buluşacağını 
															müjdeledi. 
															İngilizce konuşulan 
															ülkelerde ilk kez 
															Orhan Kemal’in iki 
															eserinin okunacak 
															olmasından duyduğu 
															mutluluğu dile 
															getiren Öğütçü, 
															sözlerini, “Orhan 
															Kemal’in insan 
															sevgisi daima 
															sizinle olsun” 
															diyerek bitirdi.
															
															Murtaza 
															canlandırıldı
															Törende, Çimen G. 
															Erkol, “Orhan 
															Kemal’in İnsan 
															Dünyası”nı akademik 
															açıdan ele aldı. 
															Rıfat Ilgaz’ın oğlu 
															Aydın Ilgaz da 
															babasının Orhan 
															Kemal ile ilgili 
															anılarını aktardı 
															dinleyenlere. 
															Prof. Türkel Minibaş, 
															“Günümüzde Orhan 
															Kemal Gerçeği”; 
															Orhan Kemal Roman 
															Armağanı Seçici 
															Kurul üyesi Semih 
															Gümüş, “Orhan Kemal 
															ve Roman Armağanı”; 
															Metis Kitap’ın 
															sahibi Müge Gürsoy 
															Sökmen de “Orhan 
															Kemal Roman 
															Ödülleri” başlıklı 
															birer konuşma 
															yaptılar. 
															Orhan Kemal’in 
															unutulmaz karakteri 
															Bekçi Murtaza ise 
															bir lise öğrencisi 
															tarafından 
															canlandırıldı. 
															Törenin sonunda 
															Ayşegül 
															Devecioğlu’na 
															ödülünü Orhan 
															Kemal’in büyük oğlu 
															Nazım Öğütçü sundu.
															
															Ayşegül Devecioğlu, 
															“Kuş Diline Öykünen” 
															adlı ilk romanından 
															4 yıl sonra yazdığı 
															“Ağlayan Dağ Susan 
															Nehir” adlı ödüllü 
															romanında, Naciye 
															Abla adlı bir 
															Çingene emektarı 
															merkeze alarak 
															‘öteki’ olanın 
															acılarına değiniyor.
															
															Törenin ardından 
															konuştuğumuz 
															Devecioğlu, romanı 
															kaleme alırken, 
															“Ayrıksı bir kültür” 
															dediği Çingene 
															dünyasına bakışını 
															şöyle anlatıyor:
															“Yazarlar, 
															insanların acılarını 
															aktarırken 
															kendilerini ya o 
															dünyanın içine ya da 
															karşısına koyar. Ben 
															kendimi o dünyanın 
															içine koyarak baktım 
															ve bunu anlatmaya 
															çalıştım. 
															Çingenelerin 
															binlerce yıllık bir 
															doğa ve hayat 
															algısı, bundan 
															türeyen bir yaşam 
															tarzı var. Kentli 
															ailede yetişmiş biri 
															olarak bu dünyaya 
															tam da vakıf 
															olamayacağım 
															düşüncesinden 
															hareket ettim ve 
															romanı bu anlayamama 
															hali üzerine 
															kurdum.”
															
															Yazarın 
															itirazı
															Devecioğlu’nun 
															romanı bir yandan bu 
															iki dünya arasındaki 
															farklılığın altını 
															çizerken, bir yandan 
															da bir itiraz 
															taşıyor. Yazar, 
															bunu, “Bizden farklı 
															kültürleri birkaç 
															kitap okuyup birkaç 
															gözlem yaparak 
															algılayabileceğimize 
															dair bir kibrimiz 
															var. Bu kibre karşı 
															içten bir itiraz” 
															olarak tanımlıyor. 
															“Ağlayan Dağ Susan 
															Nehir”in ithaf 
															edildiği Atiye 
															Abla’nın romana 
															katkısını ise şöyle 
															açıklıyor yazar:
															“Naciye Abla 
															karakterine şekil 
															veren Atiye Abla, 
															evimizde çocuklara 
															bakmakla 
															görevlendirilmiş bir 
															emektardı. Atiye 
															Abla’nın gizlemeye 
															çalıştığı 
															çingeneliği, 
															cumhuriyetin 
															ideallerini taşıyan 
															ve pozitivist 
															zihniyete sahip bir 
															ailede büyüyen 
															bizlere görünmeyenin 
															dünyasını açtı. 
															Dünyanın elle 
															tutabildiğimiz, 
															gözle görebildiğimiz 
															şeylerden ibaret 
															olmadığını, bunların 
															hakikati ortaya 
															koyamayacağını 
															öğretti bize.” 
															
															Sanatın 
															devrimciliği
															Atiye Abla’nın 
															Devecioğlu’nun 
															belleğinde bıraktığı 
															izler yıllar sonra 
															bir romana 
															dönüştüğünde, 
															romanın başkişisi 
															Naciye Abla, 
															yazarının üslubunu 
															yönlendirmiş. “Bu 
															roman, kendi 
															anlatılmak istediği 
															şekilde kâğıda 
															döküldü” diyor 
															Devecioğlu ve “Önce 
															başka bir tarzda 
															yazmaya başladım, 
															sonra öykü kendi 
															dilini buldu” diye 
															ekliyor.
															Anısına verilen 
															roman armağanının 
															37.sini aldığı Orhan 
															Kemal için ise 
															şunları söylüyor 
															Ayşegül Devecioğlu:
															“Orhan Kemal, her 
															zaman çok dikkat 
															ettiğim bir yazar 
															oldu. Bizler, Orhan 
															Kemal kitaplarını 
															okuduktan sonra aynı 
															insanlar olarak 
															kalamadık, devrimci 
															olduk. Çünkü, o 
															kitaplar bize 
															dünyanın bu haliyle 
															yaşanası olmadığını 
															gösterdi. Sanatın 
															devrimciliği de 
															burada zaten.”
															
															