| 
							  
							 
							 
							Türk edebiyatının beklide işçi sınıfına en yakın 
							yazarlarındandır Orhan kemal. 72. koğuş, murtaza,grev 
							…daha sayamadığımız yüze yakın yazılı çeşitli türden 
							eser. Bazı eserleri sinema ve tv de film olarak 
							gösterildi. 
							 
							Kovuşturmalar, hapis. Nazım hikmet ile komünizm 
							propagandası yapmak suçundan aynı cezaevinde yattı. 
							Mahkemede bir gün hakim, “ neden fakir fukaradan 
							bahsediyorsun neden zenginlerden bahsetmiyorsun “ 
							dediğinde hakime cevabı “ haklısınız ama ben 
							Unkapanı’nda oturuyorum ve etrafımda fakirler 
							yaşıyor “ şeklinde olmuştur. Orhan kemal, yaşadığı 
							dönemde çevresinden olsun ülkesinden olsun 
							ilgisizlikten dolayı çok bunaldığı zamanlar 
							olmuştur. Hatta intiharı bile düşünmüştür. ama 
							umudunu hiç yitirmemiştir. Çocukları, babalarının 
							onlara bıraktığı tek mirasın umut olduğunu 
							söylemişlerdir. Orhan kemal’in umuda dair sözü “ 
							kara gün kararıp gitmez, her kara günün sonunda 
							aydınlık gün var “ olmuştur . O ilgisizlik günleri 
							bu gün geride kalmıştır . eserleri bu gün dünyanın 
							bir çok ülkesinde değişik dillerde çevrilip 
							yayınlanıyor. Ve ilgi ile takip ediliyor. 
							 
							Yazımı, son günlerde yeniden okuduğum, Orhan 
							kemal’in işçi sınıfına adanmış romanlarından olan “ 
							cemile “ adlı kitabı zevkle bir solukta okunacak 
							steinbeck tarzında bir romanı ile kısaca anlatarak 
							noktalayalım. Roman Adana’da da bir iplik 
							fabrikasında bir tarafta işçilerin yaşam koşulları 
							diğer diğer yandan bir ayağı toprakta bir ayağı 
							fabrikada burjuva karakteri oluşmamış, diğer yandan 
							yüzü Avrupa burjuvazisine dönük iki fabrika 
							ortaklarını karakterize ediyor. Romanın ana 
							karakteri cemile abisi ile birlikte iplik 
							fabrikasında çalışmaktadır. Cemile ile aynı 
							fabrikada çalışan katip Necati cemile’ye aşıktır. 
							 
							Cemile’nin güzelliği etrafında bir dikkat ve zoraki 
							sahip olmak isteyen deveci çopur Halil tehlikesini 
							getirir. Fabrikaya yeni getirilen İtalyan mühendise 
							karşı fabrika sahiplerinden olan kadir ağanın üretim 
							kapasitesini bilinçli olarak işçilerin haberi 
							olmadan düşürmesi sonrası parça başı çalışan işçiler 
							aldıkları ücrete isyan ederler. Bir paradoks durumu 
							gibi anlaşılsa da işçiler bu durumun bir oyun, bir 
							tezgah olduğunu sonradan görüyorlar. İşçilerin her 
							türden bozguncu, birbirlerine karşı ayak oyunlarına 
							kapılmalarına rağmen, en zor koşullarda birbirlerine 
							destek, dayanışma ruhunu romanda görebiliyoruz. 
							Orhan kemal’in edebiyatının Anadolu halklarının 
							toplumsal döngüsünün kendi toplumsal gerçekçi 
							anlayışının süzgecinden damıtıldığını fark ediyoruz. 
							 
							NOTLAR : 
							Orhan kemal “ cemile “ epsilon yayıncılık . 152 syf. 
							Roman . 
							Vatan kitap dergisi 15 aralık 2007 yıl 3 sayı 45 te 
							Orhan kemal’in oğlu ile yapılmış röportajdan alıntı 
							yapılmıştır. 
							 
							 
 
  |