Ana Sayfa

Cumhuriyet Kitap - Mazlum Vesek - 07.Şubat.2008

 

Önce Ekmek

 
... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ...

 

Mazlum VESEK

Önce Ekmek; bu söz kullanıldığı yere ve zamana göre, kimi zaman bir slogan, kimi zaman bir dram, kimi zaman bir öfkedir. Ancak bu söz nerede söylenirse söylensin, kanaatimce, kaygıyı ifade ediyor. Nitekim, "önce ekmek" sözü, para akışının yön verdiği çağımızda, dünya nüfusunun çoğunluğunun temel kaygısını ifade ediyor. Toplumcu gerçekçi Türk edebiyatının usta ismi Orhan Kemal'in de temel kaygısı "önce ekmek" oldu şüphesiz. Orhan Kemal külliyatını iyi takip edenler çok kere "önce ekmek" sözü ile karşılaştıklarını hatırlayacaklardır. "Önce ekmek" diyerek hayallerini bırakan nice kahramanı vardır hayatımızın. Orhan Kemal'in kahramanları da onlardır. Yine de umutludur Orhan Kemal. Kahramanları da öyle. Çünkü "müşterek" istekleri olan insanlık, günün birinde ekmek için hayallerini terk etmeyecek ve daha güzel bir dünya kuracaklardır. İşte bu insanların, bu özlemlerin hikâyelerinden oluşan Önce Ekmek kitabı geçtiğimiz günlerde Everest Yayınları tarafından tekrar basıldı. 1968'de ilk defa Yeditepe Yayınları tarafından basılan kitap, 1969'da Sait Faik Hikâye Armağanı ile Türk Dil Kurumu Hikaâye ödülü almıştı.

ÖNCE ÇOCUKLAR

Önce ekmek diyenlerin dünyasından, çocuklara eserlerinde önemli bir yer veren Orhan Kemal'in bu öykü kitabında da çocuklar ön planda. Kitaptaki 17 öykünün sekizinin baş kahramanı çocuklar. Kitaba ismini veren Önce Ekmek ile Bir Çocuk, Üçüncü, Tarzan, Çocuklar, Sevmiyordu, Elli Kuruş, Sağ iç öyküleri direkt çocukları konu edinen öyküler. Bu öykülerde çocuklar "ekmek kavgası"nın neferleri oldukları gibi tam da Orhan Kemal'in inandığı ışıklı, aydınlık tarafları olan kişiler. Orhan Kemal, insanlığın yarını adına görmek istediklerini çocukların dünyasında somutlaştırıyor. Elli Kuruş öyküsünde, yazara elli kuruş borcu olan bir çocuğun ölmeden önce borcunu vermeyi unutmayışı bir dram olmakla beraber, ahlakın ve erdemin bir çocuğun şahsında somutlaşmasıdır. Yazarın öyküdeki şu satırları, yaşamımızdaki çocuk gerçekliğinin de özetidir adeta: "Bir başka çocuk getiriyordu gazetemi. Bu, ondan da cılız, ondan da üfürsen uçacak gibiydi. Onun da başka bir hikâyesi vardı çocuk omuzlarında taşıdığı."(s. 76)

UMUTLU GERÇEKÇİLİK

Orhan Kemal, kendisini gerçekçi bir yazar olarak tanımlarken önemli bir farkının da olduğunu söylüyor. O, kendini "Aydınlık gerçekçi" bir yazar olarak tanımlar. Yani, insana inanan, yarını kurma mücadelesinde öncelikle insana önemli bir rol veren bir yazardır o. İnsanlar her ne kadar umutsuzsa da onların ışıklı bir tarafı vardır. O, bunları anlatmaktadır. "Önce Ekmek" kitabındaki Coni öyküsündeki şu sözler buna örnektir: "Ufak tefek, kara kuru bir adam. İçine kapanmış, iyicene kapanmış içine. Dünyaya, insanlara, insanların çeşitli taşıtlar akan caddelerine, caddelerin kıyılarındaki irili ufaklı evlere, dükkânlara, mağazalara, apartmanlara küsmüş. Kavruk mu kavruk. Ama bu küskünlük, kavrukluk, saçlarını ıslatıp ayna karşısında sıkı sıkıya taramasına engel olamaz.(...)" (s. 30) Duru bir Türkçeyle yazılmış öykülerde dikkatimizi çeken bir diğer nokta, Orhan Kemal'in insan psikolojisini yansıtmaktaki başarısı. "Avucunda sinek. Kalktı. Uzaklarda deniz, yakınlarda kırmızı topraklar, yeşillikler içinde köşkler, Kızıltoprak. Görmüyordu. Kanadından yakalamıştı sineği. Sinek tek kanadıyla vızzz. Dönüyor, dönüyor, çırpınıyordu tek kanadıyla. Kaçamıyordu, kaçamayacaktı, kaçamazdı. Tutsaktı sinek, tutsak!" (Uzman, s. 104)Orhan Kemal'in yaklaşık 40 yıl önce yayımlanmış bu öyküleri hem konularının güncelliği hem dildeki başarısıyla Türk öykücülüğünün kilometre taşlarından biridir. Önce Ekmek/Orhan Kemal/ Everest Yay., 2007/ 110 s.

 


info@orhankemal.org