| 
										   
										Yaşadığımız evlerde 
										günlük ihtiyaçlarımızı karşılayan, 
										hayatımızı kolaylaştıran eşyalar yıllar 
										sonra hem bizim anılarımızda hem toplum 
										belleğinde önemli yer tutar. 
										Sevgilerimiz, üzüntülerimiz, 
										kavgalarımız, hasretlerimiz yani insana 
										ait her duygu o eşyalara sinmiştir. O 
										eşyalar bizim hatıra defterimizdir. 
										 Anılarla yüklü 
										eşyalar herkes için önemlidir. Şayet 
										aileniz bir kültür mirasına sahipse, o 
										mirasla aileye bırakılanlar artık 
										toplumun ortak bir değeri olmuştur. 
										Göreviniz sosyal sorumluluk taşıyarak o 
										mirasın koruyucusu ve gelecek kuşaklara 
										taşıyan bir neferi olmaktır. Bu her 
										zaman mümkün olabilir mi? Olanağınız 
										yoksa bu mirası nasıl 
										değerlendireceksiniz? 
										2000 yılında aile 
										olarak açtığımız Orhan Kemal Müzesi, 
										üstadın çalışma masası, daktilosu, 
										kitapları, kullandığı küçük eşyalar, 
										elbiseleri, fötr şapkaları, çeşitli 
										resimler, yurtiçi ve dışında yayımlanan 
										kitaplar, kütüphaneleri, yatağı, öldüğü 
										gün yüzünden alınan maske ve babasıyla 
										ilgili objelerin yer aldığı mekânımızda 
										başarıyla yaşamını sürdürmekte, müzenin 
										başında olarak genç kuşaklara bu kültür 
										mirasımız hakkında değerli bilgiler 
										vermekteyiz. Onca yıl sıkıntı çekmiş bir 
										yazarın ailesine bıraktığı parasal 
										anlamda bir mirası olmasa da, onun 
										yapıtları en büyük maddi değerden bile 
										daha kıymetlidir. Bu mütevazı müze, onun 
										eserlerini okuyarak, düşüncelerini 
										anlayarak kendisini daha iyi 
										tanıyacağımız bir limanımızdır. İyi 
										edebiyatçıların kolay yetişmediği ama 
										çok çabuk kaybettiğimiz bir ortamda, bu 
										yaptığımız çalışmanın önemini sanırım bu 
										işleri iyi bilenler anlayacaklardır. 
										 Bizlerde 
										yaşlanıyoruz. “Peki, ilerde bu müzenin 
										durumu ne olacak” diye sorduklarında, 
										hiçbir cevap veremeyişim, beni çok 
										düşündürüyor. Sanatçıların öldükten 
										sonra eşyalarının korunamaması, 
										kurumlara hibe edilen sanatçı 
										kütüphanelerinin ve eşyalarının zaman 
										içinde darmadağın olması beni 
										korkutuyor. Edebiyatta veya sanatın 
										değişik kollarında iz bırakmış 
										sanatçıların geleceğe taşınması işi o 
										sanatçının yakınlarının görevi midir, 
										yoksa toplumun duyarlı kesimlerinin mi? 
										Şayet bizim bu olanaklarımız olmasaydı, 
										Orhan Kemal Müzesi hiçbir kurum 
										tarafından düşünülmeyecek ve hayata 
										geçirilmeyecek miydi? Sanırım öyle 
										olacak, böyle bir müze de açılmayacaktı. 
										 Türkiye’de son 
										dönemlerde en önemli işadamlarımızın 
										kültüre yatırım yaparak, açtıkları özel 
										müzeler ayakta alkışlanacak çok büyük 
										bir özverili davranıştır. Türk 
										ekonomisine sağladıkları katkılar 
										yanında kültürümüze de sahip çıkmaları 
										kutsanacak harekettir.  Benim için de 
										umut olan bu köklü, evrensel şirket ve 
										ailelerin bu çabaları, ilerde müzemizin 
										ne olacağı konusunda da bana ışık 
										tutmakta, yönümü belirlemede rehber 
										olmaktadır. 
										 Değerli hemşerim 
										Özdemir İnce, üstad için şunu yazıyor, 
										“Gerçek yazarlar konusunda ‘Unutulmak’ 
										fiili geçersizdir. Onlar ‘Var’ dır. 
										Öylesine vardırlar ki bütün moda 
										yazarların yok oluşlarını görürler.”. 
										Orhan Kemal unutulmayacak olsa bile son 
										olarak şunu söyleyebilirim: Orhan Kemal 
										Ailesinin çabaları ve desteğiyle açık 
										olan müzemiz için belki şu anda bir 
										tehlike görünmüyor, ama her iz bırakan 
										edebiyatçı bu kadar şanslı değil. 
										Topluma kültürel bir katkımızın olması 
										amacıyla maddi çıkar beklemeden 
										yaptığımız bu çalışma ne zamana kadar 
										devam eder onu da bilemiyorum. Ama 
										ilerde müzenin, daha uzun yıllara 
										kalması için mutlaka kurumsallaşmış bir 
										yapının içinde olması bana daha gerçekçi 
										görünüyor. 
										  
										Işık Öğütçü-Orhan 
										Kemal Müzesi—25.01.2008 
										   |