| 
																		 
																		 H. 
																		HÜSEYİN 
																		YALVAÇ 
																		
																		  
																		
																		  
																		
																		Büyük 
																		usta 
																		Orhan  
																		Kemal’in  
																		yeni  
																		bir 
																		eseri 
																		daha 
																		okurlarıyla 
																		buluştu. 
																		Tamamlanmamış 
																		yapıtlarından  
																		Murtaza-2 
																		ve 93 
																		Harbi 
																		adlı iki 
																		romanını 
																		ve de 
																		düz 
																		yazılarından 
																		seçmeleri 
																		içeren 
																		bu 
																		yapıtın 
																		adı 
																		Önemli 
																		Not. 
																		Işık 
																		Öğütçü’nün 
																		(Orhan 
																		Kemal’in 
																		oğlu) 
																		sunu 
																		yazısı 
																		ve Yaşar 
																		Kemal 
																		‘in 
																		Murtaza 
																		üzerine 
																		bir 
																		yazısıyla 
																		başlıyan 
																		yapıt, 
																		tamamlanmamış 
																		yapıtlarından 
																		Murtaza-2’yle 
																		devam 
																		eder. 
																		Türk 
																		edebiyatının 
																		unutulmaz 
																		tiplerinden 
																		olan 
																		Murtaza, 
																		bu 
																		yapıtta 
																		da, 
																		kanına, 
																		beynine 
																		giren 
																		dayısı 
																		Kolağası 
																		Hasan   
																		Bey’in 
																		ruhu 
																		ile, 
																		yine 
																		bildik 
																		saf, 
																		çıkarsız 
																		kimliğiyle 
																		“ Ben 
																		gürdüm 
																		kurs, 
																		aldım 
																		amirlerimden 
																		çok sıkı 
																		dersler, 
																		alsaydın 
																		sıkı 
																		dersler, 
																		gürseydin 
																		kurs, 
																		konuşmaz 
																		idin  
																		büyle 
																		cayil 
																		cayil!” 
																		demektedir 
																		yine 
																		çevresindekilere. 
																		Murtaza, 
																		hem 
																		toplumsal 
																		çürümeyi  
																		yansıtırken, 
																		hem de 
																		bu 
																		çürümenin 
																		halk 
																		içindeki 
																		uzantılarını 
																		vermekte 
																		hem de 
																		ironisiyle 
																		gülmek-kızmak-ağlamak 
																		eksenlerinde 
																		bizi 
																		düşündürmektedir. 
																		“Sanatın, 
																		genel 
																		olarak 
																		sanatın 
																		ödevi, 
																		herhangi 
																		bir 
																		olayı 
																		düpedüz 
																		anlatıp 
																		seyircileri, 
																		okuyucuları, 
																		dinleyicileri 
																		heyecandan 
																		heyecana 
																		sürükleyip 
																		ağlatmak 
																		ya da 
																		güldürmekten 
																		ibaret 
																		olmamalı, 
																		düşündürmelidir 
																		de..” 
																		diyen 
																		Orhan 
																		Kemal’in 
																		tüm 
																		eserlerinde 
																		olduğu 
																		gibi 
																		Murtaza’da 
																		da bu 
																		eylemli 
																		kimliği 
																		görmekteyiz.
																		 
																		
																		93 
																		Harbi, 
																		Orhan 
																		Kemal’in 
																		deyimiyle 
																		Romancının 
																		Romanı’da 
																		yarım 
																		kalan 
																		yapıtlarından 
																		bir 
																		diğeridir.  
																		Belleğim 
																		beni 
																		yanıltmıyorsa, 
																		Orhan 
																		Kemal bu 
																		eserinin 
																		bir 
																		destan 
																		eser 
																		olacağından 
																		söz eder 
																		mektuplarının 
																		birinde. 
																		Ne 
																		acıdır 
																		ki, 
																		aramızdan 
																		erken 
																		ayrılmasıyla 
																		nice 
																		şeyleri 
																		gerçekleştirememiş 
																		ve 93 
																		Harbi de 
																		30 
																		sayfayla 
																		kalakalmıştır. 
																		
																		Kitabın 
																		ağırlıklı 
																		bölümü 
																		seçilmiş 
																		düzyazılarından 
																		oluşmaktadır 
																		Orhan 
																		Kemal’in. 
																		Yazarın 
																		yaşamı, 
																		dostlukları, 
																		kızgınlıkları 
																		hakkında 
																		bilgi 
																		edinmek 
																		için bu 
																		düzyazılar 
																		önemli 
																		ipuçları 
																		sunmakta 
																		okurlara. 
																		Sait 
																		Faik, 
																		Ataç, 
																		Balıkçı, 
																		Asaf 
																		Çiğiltepe 
																		üzerine 
																		notlar, 
																		anılar; 
																		edebiyat, 
																		sanat 
																		üzerine 
																		düşünceleri, 
																		romanları 
																		hakkında 
																		notları 
																		ve  
																		politika, 
																		Batı 
																		üzerine 
																		düşüncelerini 
																		bulmaktayız 
																		bu 
																		bölümde. 
																		
																		Sanat 
																		üzerine 
																		düşüncelerini 
																		birkaç 
																		alıntıyla 
																		aktarayım. 
																		“Gözleme 
																		dayanan, 
																		amacı, 
																		halkın  
																		ilerleyen 
																		uygarlığın 
																		yanıbaşında 
																		nasıl 
																		bir 
																		tarih 
																		öncesi 
																		yaşadığını 
																		belirtmek 
																		olan 
																		roman ve 
																		hikâyelerde, 
																		olmasını, 
																		lazım 
																		geleni, 
																		olmuş 
																		gibi 
																		göstermek, 
																		yani 
																		uygarlığın 
																		yanıbaşındaki 
																		sefaletleri 
																		yumuşatıp 
																		hafifletmeye 
																		sanatçının  
																		hakkı 
																		yoktur.”... 
																		”Dil de 
																		böyle.  
																		Ben 
																		şahsen 
																		hikâye 
																		ve 
																		romanlarımdakii 
																		tiplerin 
																		konuşmasına 
																		bunun 
																		için 
																		karışmam. 
																		Nasıl 
																		konuşuyorlarsa 
																		öyle 
																		konuşturur, 
																		yanlışlarını 
																		düzeltmem 
																		pek. 
																		Yani 
																		palaspareler 
																		içindeki 
																		insana, 
																		kostüm  
																		giymişti 
																		diye 
																		iftira 
																		etmem. 
																		Bu 
																		hareket 
																		tarzı, 
																		eserin 
																		hem 
																		havasını 
																		temin 
																		eder, 
																		hem de 
																		okuyucuyu 
																		inandırır. 
																		Eskiler, 
																		‘Aldanma 
																		ki şair 
																		sözü 
																		elbette 
																		yalandır!’ 
																		derlerdi. 
																		Biz, 
																		‘Sanatçı 
																		yalan 
																		söylemez!’ 
																		dedirtmek 
																		istiyoruz.”...”Bence 
																		yazar, 
																		öze en 
																		uygun 
																		biçimi 
																		bulmalı 
																		ve 
																		tiplerinin 
																		bütün 
																		sosyal 
																		durumlarıyla 
																		birlikte, 
																		dil 
																		özelliklerine 
																		de  
																		dikkat 
																		etmelidir. 
																		Her 
																		devrin 
																		insanı, 
																		yaşadığı 
																		devir ve 
																		şartların 
																		damgasını 
																		belirtecek 
																		şekilde 
																		konuşur.”...”Yanlış, 
																		batıl, 
																		gerçeğe 
																		uymayan 
																		bir 
																		zihniyetle 
																		savaş 
																		halindeyim. 
																		Çünkü 
																		yalnız 
																		güney 
																		bölgelerimizde 
																		değil, 
																		yurdumuzun 
																		hemen 
																		her 
																		tarafında 
																		Çerkezlik, 
																		Abazalık, 
																		Lazlık,Boşnaklık, 
																		Arnavutluk, 
																		Kürtlük 
																		vesaire 
																		gibi 
																		ayrılık 
																		gayrılıklar, 
																		zaman 
																		zaman 
																		halk 
																		arasında 
																		görülür. 
																		Ben 
																		böyle 
																		ayrılık  
																		gayrılıkların 
																		ortadan 
																		kalkmasını, 
																		lafta 
																		değil, 
																		gerçekte 
																		de 
																		‘kaynaşmış 
																		bir 
																		kitle’ 
																		olmamızı 
																		arzuluyorum. 
																		
																		Ustayı 
																		bu 
																		alıntılarla 
																		kısaca 
																		yeniden 
																		tanımış 
																		olduk. O 
																		yoksulluk 
																		içinde, 
																		sabahın 
																		erken 
																		saatlerinde 
																		yazı 
																		makinasının 
																		başına 
																		geçen ve 
																		de 
																		günlük 
																		en az  
																		üretmesi 
																		gereken 
																		yazıyı 
																		yazan  
																		ve 
																		sonrasında 
																		insan 
																		ilişkilerini 
																		gözlemlemek 
																		ve 
																		günlük 
																		nafakasını 
																		çıkarmak 
																		için, 
																		gazeteleri, 
																		yayınevleri, 
																		bildik 
																		yerleri 
																		dolaşan,gözlemleyen 
																		bir 
																		yazardır.  
																		Orhan 
																		Kemal’i 
																		anlamak 
																		ve 
																		kavramak 
																		için bu 
																		kitapta 
																		yer 
																		alan,’72.Koğuş’un 
																		öyküsünü 
																		okumak 
																		bile 
																		yeterlidir 
																		diyebilirim. 
																		
																		Orhan 
																		Kemal, 
																		kırsal 
																		kesimden 
																		kente 
																		göçün  
																		ve 
																		sonrasindaki 
																		kent 
																		yaşamının 
																		emekçiler 
																		açısından 
																		tüm 
																		boyutlarını 
																		aktaran 
																		özgünlüğü 
																		tartışmasızdır. 
																		Bu  
																		özgünlük, 
																		hem 
																		bütünsellik  
																		olarak, 
																		hem de 
																		bu 
																		bütünselliği 
																		oluşturan 
																		zaman/mekan, 
																		kurgu ve 
																		dil 
																		açısındandır. 
																		
																		Önemli 
																		Not, 
																		büyük 
																		bir 
																		yazarı 
																		biraz 
																		daha 
																		büyütüyor 
																		gözümüzde, 
																		yüreğimizde 
																		
																		   
																		
																		1-Orhan 
																		Kemal, 
																		Önemli 
																		Not, 
																		Everest 
																		Yayınları, 
																		1. 
																		Baskı, 
																		İstanbul, 
																		Şubat 
																		2007. 
																		
																		  
																		
																		  
																		
																		
																		Berfin 
																		Bahar 
																		Dergisi, 
																		Temmuz 
																		2007 
																		Sayı: 
																		113 
																		   |