| 
																		
																		“Tersine 
																		Dünya” 
																		1968 
																		yılında 
																		“Pardon” 
																		adlı 
																		mizah 
																		dergisinde 
																		tefrika 
																		edilmiş, 
																		kitap 
																		olarak 
																		basımları 
																		ise, 
																		yazarın 
																		ölümünden 
																		sonra; 
																		1986 
																		yılında 
																		Yön 
																		Yayıncılık, 
																		2000 
																		yılında 
																		Tekin 
																		Yayınevi, 
																		2007 
																		yılında 
																		Everest 
																		Yayınları 
																		tarafından 
																		yapılmıştır. 
																		
																		Eser, 
																		Mustafa 
																		Gültekin 
																		tarafından 
																		tiyatroya 
																		uyarlanmış, 
																		Turgay 
																		Kantürk’ün 
																		yönetimlinde 
																		Bakırköy 
																		Yunus 
																		Emre 
																		Sahnesi’nde 
																		1994’te 
																		gösterime 
																		girmiştir. 
																		Oyun, 
																		gazete 
																		haberlerinde 
																		özet 
																		olarak; 
																		”kenar 
																		mahallelerde 
																		görülen 
																		toplumsal 
																		hareketlilik, 
																		mizahi 
																		bir 
																		dille 
																		anlatılmaktadır… 
																		Yabancılaştırma 
																		efektinin 
																		dışında 
																		erkek 
																		egemen 
																		bir 
																		toplumda 
																		kadına 
																		yüklenen 
																		trajik 
																		durum 
																		tersine 
																		çevrildiğinde 
																		ibretlik 
																		bir 
																		komediye 
																		dönüşüyor,” 
																		biçiminde 
																		yer 
																		almıştır. 
																		
																		Gerçi, 
																		erkek 
																		rolü 
																		üstlenen 
																		kadınlara 
																		Osmanlı 
																		İmparatorluğu 
																		ve 
																		Kurtuluş 
																		Savaşı 
																		yıllarında 
																		da 
																		rastlanmıştır. 
																		İmparatorluk 
																		döneminde 
																		yaşayan 
																		beş 
																		kişinin 
																		yaşam 
																		öyküsünü 
																		içeren 
																		“Erkek 
																		Kızlar” 
																		adlı 
																		kitap, 
																		1962 
																		yılında 
																		Reşat 
																		Ekrem 
																		Koçu 
																		tarafından 
																		yayınlanmıştır. 
																		Ancak, 
																		buradaki 
																		her 
																		durum 
																		beş 
																		kişinin 
																		ayrı 
																		ayrı 
																		eylemleriyle 
																		sınırlıdır. 
																		Oysaki 
																		“Tersine 
																		Dünya”da 
																		erkek 
																		egemenliğinin, 
																		kadın 
																		egemenliğiyle 
																		yer 
																		değiştirmesi 
																		söz 
																		konusudur.
																		
																		 
																		
																		  
																		
																		Değiştirmeler 
																		
																		Romanda 
																		feodal 
																		zihniyetin 
																		özelliklerini 
																		taşıyan 
																		kapitalist 
																		düzen 
																		içinde 
																		fakat 
																		yalnızca 
																		cinsler 
																		arasında 
																		bir 
																		değiştirme 
																		yapılıyor.  
																		Örneğin: 
																		
																		* Hiç 
																		kimse el 
																		kapılarında 
																		çalışan 
																		babalara 
																		namuslu 
																		gözüyle 
																		bakmazdı. 
																		Böyle 
																		erkekler 
																		”o 
																		biçim”di. 
																		
																		* Bir 
																		kadın 
																		erkeğinin 
																		küçük 
																		tanrısıydı. 
																		
																		* 
																		Ağızları 
																		var, 
																		dilleri 
																		yok 
																		kocalar. 
																		
																		* 
																		Genelevler 
																		aklından 
																		bıçak 
																		yarası 
																		gibi 
																		geçti. 
																		Koca 
																		bıyıklı, 
																		bıyıkları 
																		badem, 
																		ince 
																		yığınla 
																		zavallı 
																		erkek 
																		oralara 
																		hep 
																		böyle 
																		istemeyerek 
																		düşmüşlerdi… 
																		Her 
																		yanları 
																		azgın 
																		kadınların 
																		çimdik 
																		ya da 
																		diş 
																		yaraları 
																		içinde, 
																		bir 
																		lokma 
																		ekmek 
																		için 
																		kahırların 
																		en 
																		dayanılmazına 
																		rıza 
																		gösterirlerdi. 
																		
																		* Erkek 
																		başımla 
																		ben ne 
																		yaparım 
																		şimdi 
																		oralarda?
																		
																		 
																		
																		Gibi 
																		daha 
																		birçok 
																		örnek, 
																		kadının 
																		toplum 
																		içindeki 
																		zavallılık 
																		konumunu 
																		biçimsel 
																		olarak 
																		erkeklere 
																		giydiriyor. 
																		Bu 
																		değiştirmelerle 
																		yazar 
																		bir 
																		anlamda 
																		da 
																		erkekleri, 
																		ezdikleri 
																		kadınlar 
																		karşısında 
																		hesap 
																		vermeye 
																		zorluyor.
																		
																		 
																		
																		  
																		
																		Özet 
																		
																		Aşırı 
																		içki 
																		içip, 
																		mahalleye 
																		nara 
																		atarak 
																		giren 
																		Bitirim 
																		Leyla, 
																		Bekçi 
																		Fethiye’nin 
																		uyarısına 
																		aldırış 
																		etmez. 
																		Onunla 
																		ağız 
																		dalaşına 
																		girerek 
																		küfür 
																		eder. 
																		Fethiye’nin 
																		çaldığı 
																		düdük 
																		sesine 
																		koşup 
																		gelen 
																		diğer 
																		bekçiler 
																		karakola 
																		götürmek 
																		isterler. 
																		Bu 
																		sırada 
																		semt 
																		karakolunun 
																		komiseri 
																		Sarışın 
																		Ayten 
																		Hanım 
																		gelerek 
																		Bitirim 
																		Leyla’yı 
																		sorguya 
																		çekmeye 
																		başlar. 
																		Bu arada 
																		Leyla’nın 
																		koca 
																		bıyıklı 
																		kocası, 
																		üç 
																		çocuğuyla 
																		gelip, 
																		ağlayarak 
																		komiserin 
																		ayağına 
																		kapanır 
																		ve 
																		karısını 
																		bağışlamasını 
																		ister. 
																		Komiser 
																		de; 
																		“çocuklarının 
																		ve senin 
																		hatırına 
																		bu 
																		seferlik 
																		bağışlıyorum” 
																		diyerek 
																		Leyla’yı 
																		kocasıyla 
																		evine 
																		gönderir. 
																		
																		Bitirim 
																		Leyla, 
																		zamparadır 
																		üç 
																		kağıtçıdır, 
																		belalıdır, 
																		döver, 
																		söver 
																		ama ev 
																		işlerinden 
																		başka 
																		bir 
																		şeyle 
																		ilgilenmeyen 
																		namuslu 
																		bir 
																		kocası 
																		ve onun 
																		gibi bir 
																		de oğlu 
																		vardır. 
																		Bir gün 
																		önce 
																		parasının 
																		tümünü 
																		Zilli 
																		Nigar’la 
																		Mahmure’ye 
																		kaptıran 
																		Leyla; 
																		deniz 
																		kıyısına 
																		inip 
																		polise 
																		çaktırmadan 
																		üç kağıt 
																		açar. 
																		Oyuna 
																		gelen 
																		Sarı 
																		Leman ve 
																		Hatçe 
																		tüm 
																		parasını 
																		kaybetse 
																		de, 
																		Leman’ın 
																		yakın 
																		arkadaşı 
																		Kevser 
																		parayı 
																		geri 
																		vermeye 
																		ikna 
																		eder. 
																		Ancak, 
																		Leman’ın 
																		nikahlı 
																		kocasını 
																		elinden 
																		almak 
																		isteyen 
																		müteahhit 
																		Ayşe 
																		arasında 
																		çıkan 
																		silahlı 
																		çatışma 
																		nedeniyle 
																		parayı 
																		Leman’a 
																		veremez. 
																		Kimseye 
																		görünmeden 
																		olay 
																		yerinden 
																		kaçıp 
																		bir 
																		meyhaneye 
																		girer. 
																		İyice 
																		içip, 
																		mahallede 
																		yine 
																		çıngar 
																		çıkarınca 
																		karakola 
																		götürülür. 
																		Bu kez 
																		de gözü 
																		yaşlı 
																		koca 
																		çocuklarını 
																		alıp 
																		komiserin 
																		karşısına 
																		çıkarsa 
																		da 
																		komiser. 
																		“Karın, 
																		suya 
																		batmazın 
																		biri. 
																		Irza, 
																		namusa 
																		dolanmak 
																		onda, 
																		barbutla 
																		kumar 
																		onda, üç 
																		kağıt 
																		atmak 
																		onda, 
																		manita, 
																		söğüş, 
																		tav, 
																		dızdızcılık 
																		hep 
																		onda. 
																		Tutulacak 
																		iyi bir 
																		yanı 
																		yok. 
																		Mesele 
																		kanuna 
																		intikal 
																		etmiştir. 
																		Bence 
																		yapılacak 
																		hiçbir 
																		şey 
																		yok,” 
																		diyerek 
																		dışarı 
																		çıkartır. 
																		Bitirim 
																		Leyla’yı 
																		da 
																		nezarete 
																		atar. 
																		Onun 
																		için 
																		önemli 
																		olan 
																		nikahlı 
																		ve 
																		ordunun 
																		içine 
																		salsa 
																		namusundan 
																		emin 
																		olduğu 
																		kocasıydı. 
																		Ama: 
																		“Ellerinde 
																		yok, 
																		avuçlarında 
																		yoktu. 
																		Irz ehli 
																		genç 
																		adam 
																		çalışmak 
																		zorunda 
																		kalacaktı. 
																		Ev 
																		işlerine 
																		kim 
																		bakacak, 
																		çocuklarla 
																		kim 
																		uğraşacaktı? 
																		Asıl 
																		kötüsü 
																		genç 
																		kocanın 
																		iş 
																		yerlerindeki 
																		kurt 
																		patron 
																		karılara 
																		usta 
																		yardımcısı 
																		gözünü 
																		budaktan 
																		sakınmayan 
																		fabrika 
																		kapılarında 
																		rakı 
																		şarap 
																		kokulu 
																		ağızları, 
																		akları 
																		kızarmış 
																		gözleriyle 
																		işbaşı 
																		ve 
																		paydoslarda 
																		işe 
																		girip 
																		çıkan 
																		masum 
																		erkeklere 
																		canavar 
																		gibi 
																		bakan 
																		işsiz 
																		güçsüz 
																		karılardı.” 
																		
																		Daha 
																		sonra 
																		tevkif 
																		edilen 
																		Leyla’yı, 
																		kocası 
																		ziyarete 
																		gelir. 
																		Ne ki, 
																		palabıyıklı, 
																		koca 
																		ayakları 
																		ve 
																		elleri 
																		olan 
																		Leyla’nın 
																		kocası 
																		Mustafa’ya 
																		cezaevi 
																		başgardiyanı 
																		aşık 
																		olur. 
																		Ondan ev 
																		adresini 
																		alır ve 
																		bir süre 
																		sonra 
																		evine 
																		gider. 
																		Mustafa 
																		evde 
																		olmadığı 
																		için, 
																		başgardiyan 
																		onun 
																		oğluyla 
																		sevişir. 
																		
																		Mustafa’yı, 
																		komşusu 
																		palabıyık 
																		hovarda 
																		Hasan’ın 
																		kocası 
																		Muhasebeci 
																		Hayriye 
																		çalıştığı 
																		fabrikaya 
																		götürüp 
																		işe 
																		sokacak 
																		ve 
																		onunla 
																		ilişki 
																		kuracaktı. 
																		Ancak 
																		fabrikanın 
																		yetmişlik 
																		patronu 
																		daha 
																		çabuk 
																		davranıp, 
																		onu 
																		köşküne 
																		alır.
																		
																		 
																		
																		Başgardiyanla 
																		sevişen 
																		Bitirim 
																		Leyla’nın 
																		oğlu, 
																		zengin 
																		olup 
																		sevgilisi 
																		Filizle 
																		evlenmek  
																		için bir 
																		plan 
																		yapar. 
																		Kendisi, 
																		babasının 
																		yerine 
																		geçip, 
																		patronun 
																		nikahı 
																		altına 
																		girecek, 
																		hızlı 
																		yaşamaya 
																		dayanamayacak 
																		olan 
																		yaşlı 
																		patron 
																		hayattan 
																		göçecek 
																		ve 
																		paralı 
																		oğul ve 
																		ailesi 
																		servete 
																		konacaklardır.  
																		
																		 
																		
																		Bu arada 
																		cezaevinden 
																		salıverilen 
																		Bitirim 
																		Leyla, 
																		evde 
																		kocasını 
																		bulamayınca 
																		genelevlerde 
																		arar. 
																		Orada 
																		bir gece 
																		birlikte 
																		olduğu 
																		Apo’ya 
																		aşık 
																		olur. 
																		Apo’yla 
																		nikah 
																		yapabilmek 
																		için 
																		eski 
																		kocasını 
																		boşaması 
																		gerektiğinden 
																		Mustafa’yı 
																		aramaya 
																		devam 
																		eder. 
																		Muhasebeci 
																		Hayriye’nin 
																		yanına 
																		giden 
																		Bitirim 
																		Leyla, 
																		burada 
																		patronla 
																		tanışır. 
																		İkisi de 
																		kendi 
																		kocasının 
																		güzelliği 
																		konusunda 
																		inatlaşır 
																		ve İnci 
																		Pavyon’da 
																		buluşurlar. 
																		Herkesin 
																		yeni 
																		durumu 
																		kabul 
																		etmesiyle 
																		roman 
																		son 
																		bulur.
																		
																		 
																		
																		  
																		
																		Eleştiri 
																		
																		Roman 
																		konusunda, 
																		eleştiriyi 
																		de 
																		içeren 
																		tek 
																		inceleme 
																		“Orhan 
																		Kemal’in 
																		Romanları 
																		Üzerine 
																		Bir 
																		İnceleme” 
																		adlı 
																		kitabın 
																		yazarı 
																		Mehmet 
																		Narlı 
																		tarafından 
																		yapılmıştır. 
																		Yedi 
																		bölümden 
																		oluşan 
																		romanın 
																		dokuz 
																		bölüm 
																		olması 
																		gerektiğini 
																		belirten 
																		Mehmet 
																		Narlı 
																		ayrıca:”Tersine 
																		Dünya 
																		mizahi 
																		roman 
																		serisinin 
																		en 
																		farklı 
																		olanıdır. 
																		Sosyal 
																		hayat 
																		içerisinde 
																		kadının 
																		ve 
																		erkeğin 
																		görev ve 
																		davranış 
																		biçimlerini 
																		tersine 
																		çeviren 
																		yazar, 
																		yaşanan 
																		hayatı 
																		tamamıyla 
																		kadınlara 
																		yönettirir. 
																		Erkekler 
																		evde, 
																		kadınlar 
																		dışarıdadır. 
																		Böyle de 
																		olsa 
																		roman 
																		yine 
																		yoksul 
																		ve küçük 
																		adamların 
																		özlemlerini, 
																		sınıf 
																		atlama 
																		isteklerini 
																		zaaflarını 
																		yansıtır. 
																		Hatta 
																		alışılmış 
																		sosyal, 
																		ekonomik 
																		ve 
																		kültürel 
																		ilişkileri 
																		belirleyenler 
																		kadınlar 
																		olmasa, 
																		roman 
																		mizahi 
																		şansını 
																		kaybeder,” 
																		demekte 
																		ve 
																		eklemektedir: 
																		“Tersine 
																		Dünya’da 
																		kadın ve 
																		erkeğin 
																		sosyal 
																		hayatta 
																		yer 
																		değiştirmiş 
																		olarak 
																		görünmeleri, 
																		mizahi 
																		yapıyı 
																		oluşturur… 
																		Mizah 
																		konusunu 
																		kapatmadan 
																		önce 
																		Murtaza, 
																		Müfettişler 
																		Müfettişi 
																		ve Üç 
																		kağıtçı’daki 
																		mizahın 
																		insani 
																		ve 
																		sosyal; 
																		Tersine 
																		Dünya’daki 
																		mizahın 
																		hayali 
																		ve 
																		amaçsız 
																		olduğunu 
																		belirtelim… 
																		Fakat bu 
																		romanda 
																		erkekler 
																		ve 
																		kadınlar 
																		arasındaki 
																		bu 
																		realite 
																		dışı 
																		ilişkiler 
																		ağı 
																		olmasaydı, 
																		mizah da 
																		olmazdı. 
																		Dolayısıyla 
																		mizahın 
																		asıl 
																		kaynağı 
																		alışılmamış 
																		olan ve 
																		alışılması 
																		mümkün 
																		görülmeyenin 
																		tasarlanmasıdır. 
																		Bu 
																		yönüyle 
																		Tersine 
																		Dünya’daki 
																		mizah, 
																		diğer 
																		romanlarından 
																		farklıdır. 
																		Bu 
																		romanlarda 
																		da 
																		sosyal 
																		aksaklıkların 
																		yerilmesi, 
																		sosyal 
																		baskıların 
																		açtığı 
																		arızaların 
																		açığa 
																		çıkması, 
																		az da 
																		olsa söz 
																		konusudur. 
																		Ancak 
																		tersine 
																		Dünya, 
																		diğer 
																		romanlar 
																		gibi 
																		gerçeğimsi 
																		değil, 
																		tamamen 
																		kurgusaldır” 
																		demektedir. 
																		
																		  
																		
																		Değerlendirme 
																		
																		Her 
																		şeyden 
																		önce, 
																		mizah 
																		bir 
																		yazın 
																		türü 
																		değildir. 
																		Şiir, 
																		öykü, 
																		roman 
																		vb. 
																		yazın 
																		türlerinde 
																		yer alan 
																		öğelerdir. 
																		Ancak 
																		Mehmet 
																		Narlı’nın 
																		ifadesinden, 
																		kurgusal 
																		olan 
																		konularda 
																		mizah 
																		öğelerinin 
																		nitel 
																		kayba 
																		uğrayacağı 
																		gibi bir 
																		anlam 
																		çıkmaktadır 
																		ki, bu 
																		kabul 
																		edilemez 
																		bir 
																		savdır. 
																		
																		 
																		
																		Tersine 
																		Dünya, 
																		öncelikle 
																		varolan 
																		sistemde 
																		erkek 
																		egemenliğinin 
																		yerine 
																		kadın 
																		egemenliğinin 
																		konması 
																		durumunda 
																		da 
																		belirleyici 
																		olanın 
																		yatak 
																		maceraları 
																		olduğunu  
																		belirlemektedir.
																		
																		 
																		
																		Tersine 
																		Dünya, 
																		gerçekte 
																		tersine 
																		bir 
																		düzen 
																		demektir. 
																		İşleyen 
																		düzenin 
																		yerine 
																		başka 
																		bir 
																		düzenin 
																		kuruluşu 
																		demektir. 
																		Ancak 
																		burada 
																		Orhan 
																		Kemal’in 
																		bu 
																		değişimi 
																		hayatın 
																		tüm 
																		alanlarına 
																		yerleştirmek 
																		istemesi 
																		gözden 
																		kaçmamalıdır. 
																		Çünkü 
																		ideolojisinin 
																		kadınlar 
																		üzerinden 
																		yükselişi, 
																		diğer 
																		alanlardaki 
																		değişimlerin 
																		önünü 
																		kesmez. 
																		Çünkü 
																		tüm 
																		romanlarını 
																		sınıfsal 
																		bir 
																		temel 
																		üzerinde 
																		yükselten 
																		yazarın, 
																		bu 
																		romanına 
																		salt 
																		cinsiyetlerin 
																		yer 
																		değiştirmesi 
																		sonucu 
																		ortaya 
																		çıkan 
																		bir 
																		fantezi 
																		olaylar 
																		bütünü 
																		olarak 
																		bakmak, 
																		sığlığın 
																		çıkmazına 
																		saplanmak 
																		olur. |