| 
					  
						
						Bütün bu 
						yazılanlar içinde Anadolu gerçeğini en iyi yakalayan 
						insan yine sezgi gücüyle Orhan Kemal’dir.  
						       Orhan Kemal’in; Hanım’ın Çiftliği, Kanlı 
						Topraklar gibi romanlarında bütün bu gerçekler 
						sezilmiştir, yakalanmıştır. Yani burada mülkiyet hakkı 
						olmadığı, toprak üzerindeki kavganın başka bir kavga 
						olduğu. Yani Anadolu toprağı üzerinde yaşanan kavga, 
						mülkiyet kavgası değil, mülkiyetin yağması kavgasıdır.
						 
						       Nedir o, 1858 yılında Arazi Kanunu çıkmış. 
						Çıkınca, Anadolu topraklarının, ekilebilir toprakların 
						6’da 5’inin mülkiyetini Rumlar ve Ermeniler almış. Ama 
						1915’te Ermenileri kovmuşuz, 1922’de Yunanlıları 
						kovalamışız, 1924’te mübadeleyle takas etmişiz geri 
						kalanları. Anadolu’daki toprakların 6’da 5’i boş kalmış. 
						O 6’da 5’in mülkiyet kavgası başlamış.  
						       Yani mülkiyet yağması başlamış. O mülkiyeti nasıl 
						yağmalayacağız? Orhan Kemal’in romanlarında çok güzel 
						anlatılır. O mülkiyet kavgası siyasal iktidarı arkasına 
						alan Halk Partisi’nin il, ilçe başkanları, yöneticileri 
						tarafından yağmalanmıştır. Halk Partisi tarafından 
						yağmalanmıştır. Toprak ağalığı müessesesini Halk Partisi 
						kurmuştur.  
						       O yağma kavgasında Halk Partisi’nin 
						milletvekilleri, yöneticileri, kodamanları var. Menderes 
						de öyle. Menderes’in babası da eşkıya meşkiyadır. Büyük 
						ataları Rum topraklarına, Ermeni topraklarına el 
						koymuşlar. Sonra Cumhuriyet döneminde de tapuları 
						üzerlerine almışlardır. Bu yağma kavgasıdır. Ama bunu 
						gören bir tek edebiyatçımız vardır sezgi gücüyle, Orhan 
						Kemal. Ben işte o Orhan Kemal’in romanını savunuyorum 
						yeniden. 
  
					 |