Ana Sayfa

http://yenibir.com  - Eylül 2005 -- Nalân KARSAN

Ördek Suya Daldı, Zil Çaldı...

   


Tatil bitti. Zil çaldı. Artık öğrenme zamanı. Ayaklarını sürüye sürüye okul yoluna düzülen sabah mahmuru çocuklar önce "mecburiyet"i öğreniyor. Hayatın en sinsi ve en inatçı şartını.
 

Halbuki mecburiyet sevginin bir numaralı katili. Mecburen öğrenmek, o yüzden pek de akıl kârı değil yani.

Sizin bilgeniz bu işe ne der bilmem ama benimki, "Gerçek olan öğrenmektir. Nereden, nasıl öğrenirsen öğren. Nereden, nasıl öğrendiğin, diploman, hatta neler bildiğin de önemli değil. Ne yaptığın önemlidir" diyor, Arkadaş Islıkları'nda.

En sevdiğim Orhan ve en sevdiğim Kemal, Orhan Kemal benim bilgem. Öğrendiği doğruları söyleyen, yazan ve yaşayan adam.

Sağ olsaydı 91 yaşına basacaktı. 15 Eylül'de. "Sağ olsaydı", lafın gelişi. Bizim evde adının geçmediği gün yok, mesela. Yüzbinlerce evde de öyle. Kitap listeleri böyle diyor. Nihayet. Oysa adı çoktandır hiç anılmayan kanlı canlı bir alay ahbap var. "Ölü kim?" diye gelin de sormayın.

* * *

Memetcan bu aralar aç kurt gibi okuyor, Orhan Kemal'i. Tanışmalarındaki gecikmenin müsebbibi, mecburiyet. Seneler önce anne zoru yüzünden kaçtı. Şimdi, gönüllü yakalandı. Artık ders diye okuduğu kitapların dikenli dili canını yaktıkça, Orhan Baba'nın şefkatli kelimelerinde şifa buluyor.

"Orhan Baba" laubaliliğim, en küçük oğlu Işık'la muhabbetimizin dilinden. Işık Öğütçü, dostum, kardeşim, babasının oğlu bir adam. Ama ikide bir Orhan Kemal'i anışım onun hatırına binaen değil elbette.

Bunu not düşmek bile "Ayıp" ama ayıp çoktan kayıp oldu, babaannemin dediği gibi. O yüzden kafalara çakmak lâzım. Koca ustanın benim veya oğlunun torpiline muhtaç olabileceğini düşünebilen, "Utanç"engelli kafalara.

Ayrıca bilenler bilir, hatır için çiğ tavuk yemek ne kelime, her haltı yerim lakin bir satır yazmam. Kimisi "Aman ne mühim şey yaparsın" diye dalgasını geçer, kimisi de "obsesyon" der. Akıl noksanlığıymış, kalemin namusu diye tutturmak.

* * *

Sahi "Namus" kelimesi kaç kere geçiyor, bilgeliğin el kitaplarında? Ben sadece özetlerine göz attığımdan bilmiyorum. Kimseden de duymadım. Veya "Vefa"dan, "Ayıp"tan, "Utanç"tan ne kadar bahsediliyor?

Ama bunlar insanın hareket kabiliyetini kısıtlayan şeyler, zaten. "Bireysel mutluluğa" koşarken ayağa takılan engeller. Demode, out, out of order. Hatta çok banal çooook...

Şu muhabbet açılınca keyfim pek yerine geliyor. Her köşesinden mizah fışkıran cennet vatanımızda son mavramız da bu. En iyisi haftaya bu konuya takılmak. "Bilgi"lerden fal tutar neşemizi buluruz.

* * *

Ördek suya daldı. Zil çaldı. Bu yazı bitti. Şimdi teneffüs zamanı.

İyi ki doğmuşsun, Orhan Kemal. İyi ki benim bilgemsin. İyi ki hâlâ bizimlesin.

Hatırlamakta fayda var:

Bilge: Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim. (Türk Dil Kurumu Sözlüğü - Sayfa 294)


 
 

.
.


info@orhankemal.org

1