| 
			    
			O kendine özgü bir 
			yazar... Yazdıklarına imzasını atarak yazan bir adam... Üç kitabını 
			okuduktan sonra dördüncüsünü okurken, bilirsiniz ki Orhan Kemal 
			yazmıştır... Kendine dair gerçekliği ve haksızlığa karşı direnen 
			tavrıyla bizim Steinbeck’imizdir Orhan Kemal... 
			H 
			Murteaza, 72’nci Koğuş, Avare Yıllar, El Kızı... Adlarını 
			bildiğimiz, öykülerine aşina olduğumuz, karakterlerini sevdiğimiz, 
			filmlerini izlediğimiz ama nedense okumadığımız kitaplar... Hepsinin 
			ardında aynı imza, Orhan Kemal. Türkiye’nin en saygın roman 
			armağanlarından birinin isim babası ama romanları bugüne kadar genç 
			kuşakta aynı saygınlığa erişemedi. 1980 sonrası apolitik kuşağın 
			kitap okumadaki geriliği düşünülürse, Orhan Kemal’in çok da 
			okunmamış olması, bilinmezliğe terk edilmesi şaşırtıcı değil. Ama 
			önümüzdeki günlerde Epsilon Yayınevi ile ailesi tarafından hayata 
			geçirilen bir proje, toplumsal gerçekçi edebiyatın en büyük 
			isimlerinden Orhan Kemal’a hakettiği itibarı geri verecek. Kemal’in 
			kendi hayatından kesitlerle karısını, aşkını anlattığı kitabı 
			“Cemile” vitrinlerde... 
			Beni duygulandıran bu muhteşem girişim sadece “Cemile” ile sınırlı 
			kalmayacak. Orhan Kemal’i 56 yıllık kısacık hayatı boyunca yazdığı 
			roman, öykü ve anılardan oluşan 41 kitabın tamamı 2006 sonuna kadar 
			Epsilon Yayınevi tarafından basılmış olacak.  
			Ve Cemile 
			Ve işte, Orhan Kemal’in bir öğretmen okuruna yazdığı mektuptan 
			“Cemile” 
			.... 
			Cemile romanının özelliği daha çok şuradadır: Cemile, bizim 
			edebiyatımızda ilk olarak fabrika işçilerinin hayatını vermeye 
			çalışan bir romandır. Yani, fabrika insanlarının yaşayış tarzlarını. 
			Aşkları, ekmek kavgaları, neşeleri, kederleri vb. 
			Roman ve hikâyelerine gerçek hayatı tam olarak alan bir yazar için, 
			en iyi bildiği konulara âdeta saldırmak esastır. Ama bu demek 
			değildir ki, yaşadığı hayata yazar ayna tutmalıdır! Hayır. Yazar 
			yaşar. Ondan kalan izlenimler ya da başka bir deyimle, söylemek 
			istediği ana fikrin malzemesi kafasında iyice yer eder. Tanıdığı 
			Ali, Mehmet, Rıza, Süleyman, Cevriye, Nuran... ları alır, eserinde 
			başka biçimde işler. Ali, Murat olabilir; Mehmet, Kadri; Cevriye, 
			Nuran da diyelim ki Cemile. Kişilerin adları değişse bile, gerçekte 
			yaşadığı hayatın ölçüsü, çevresi, rengi, kokusu, aşkı, ızdırabı, 
			şusu buşu değişmez. 
			Cemile de böyle. Cemile, bir başka adla gerçekten yaşamıştır ve 
			benim çok yakından tanıdığımdır. Hatta hatta CEMİLE’yi okuduğu zaman 
			kendini bularak ağlamış, “Sahi ben buyum. Zavallı babacığım... peki 
			sen bütün bunları ne biliyorsun?” diye sormuştur. 
			Bilvesile size, sayın öğretmeninize ve arkadaşlarınıza selam, sevgi 
			ve başarılar. 
			Bol kitaplı günler dileğiyle... 
			 
			Cemile 
			Orhan Kemal 
			Epsilon Yayınları  
			.  |